2025-03-18 23:44:18 | Son Güncelleme : 2025-03-19 05:43:50
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu'na yönelik başlatılan 'usulsüz diploma' soruşturmasında yeni bir gelişme yaşandı.
İstanbul Üniversitesi'nden yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
"Üniversitemiz Yönetim Kurulu’nun 18 Mart 2025 tarih ve 61. toplantısında alınan 3 sayılı karar ile; İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın 24.02.2025 tarih ve 2025/44681 soruşturma sayılı ve ekinde yer alan Yükseköğretim Denetleme Kurulu Başkanlığı'nın 17.02.2025 tarih ve E-68918934-663.08[2024/519-04-R]-12 sayılı “Araştırma Raporu”nda yer alan tespitler çerçevesinde Üniversitemizde görevlendirilen İnceleme Komisyonu tarafından hazırlanan rapor uyarınca, Yükseköğretim Kurulu kararlarına ve mevzuatın aradığı şartlara aykırı olarak 1990 yılında Üniversitemiz İşletme Fakültesi İngilizce programına usulsüz yatay geçiş yapan 38 kişiden kaydı silinen 10 kişinin yatay geçiş kararlarının; geri kalan ve Yükseköğretim Denetleme Kurulu Başkanlığı'nın “Araştırma Raporu”nda adı geçen kişi dahil mezun olan 28 kişinin yatay geçiş kararlarının ve bu kararlara dayalı olarak bu kişilerin elde ettikleri mezuniyetlerin ve diplomaların “yokluk” ve “açık hata” gerekçeleriyle geri alınmak suretiyle iptal edilmesine; Üniversitemizin tüm fakültelerinde yapılmış olan yatay geçişlerle ilgili inceleme ve araştırmalara devam edilmesine ve akabinde gerekli iş ve işlemlerin tesis edilmesine karar verilmiştir. Alınan karar ve bu karara dayanak teşkil eden bütün bilgi ve belgeler İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'na ve Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı’na (YÖK) ivedilikle gönderilecektir."
'UYGUNDUR' RAPORNU VEREN DEKAN İSTİFA ETMİŞTİ
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun diplomasına onay veren eski İstanbul Üniversitesi İşletme Fakültesi Dekanı Ahmet Köse, gördüğü baskılar sonucunda istifa etmişti.
Köse, “Uzun süreli yöneticilik yorgunluğu ve son dönemde yaşanan süreç nedeniyle istifa ettim” dedi.
İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ YÖNETİMİ
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu ile ilgili verilen karar İstanbul Üniversitesi Yönetimi bünyesinde oluşturulan bir komisyon tarafından verildi. Yönetim kurulunda Rektör Prof. Dr. Osman Zülfikar'ın kardeşi Prof. Dr. Haluk Zülfikar da yer alırken, İstanbul Üniversitesi Yönetimi ise şu isimlerden oluşuyor.
Rektör – Başkan Prof. Dr. Osman Bülent ZÜLFİKAR
Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Levent ŞAHİN
Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Gülsüm AK
Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Cemil KAYA
Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yahya GÜLDİKEN
Rektör Yardımcısı Genel Sekreter – Raportör Dr.Öğr.Üyesi Seyit Rasim DORU
İstanbul Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tufan TÜKEK
Hukuk Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Fethi GEDİKLİ
Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sevtap KADIOĞLU
Fen Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Tansel AK
İktisat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mahmut Cüneyt YENİGÜN
Eczacılık Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Sevda SÜZGEÇ SELÇUK
Diş Hekimliği Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Uğur ERDEMİR
İşletme Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Kamil Ahmet KÖSE
Siyasal Bilgiler Fakültesi Vekil Dekanı Prof. Dr. Adem ESEN
İletişim Fakültesi Vekil Dekanı Prof. Dr. Levent ŞAHİN
Su Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Melek İŞİNİBİLİR OKYAR
İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yaşar DÜZENLİ
Açık ve Uzaktan Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Levent ŞAHİN
Ulaştırma ve Lojistik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mehmet ADAK
Mimarlık Fakültesi Dekanı Prof.Dr. Yüksel DEMİR
Hemşirelik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ayfer AYDIN
Bilgisayar ve Bilişim Teknolojileri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Şadi EVREN ŞEKER
Üye Prof. Dr. Haluk ZÜLFİKAR
Üye Prof. Dr. Ufuk EMEKLİ
Üye Prof. Dr. Cem GAZİOĞLU
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu İstanbul Üniversitesi'nin aldığı diplomanın iptali kararından sonra ilk açıklamasını yaptı.
Sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada şunları yazdı:
"İstanbul Üniversitesi Yönetim Kurulu'nun kararı HUKUKSUZDUR.
Böyle bir karar alma yetkileri yoktur. Yetki, sadece İşletme Fakültesi Yönetim Kurulu’ndadır. Bu kararı alanların tarih ve adalet önünde hesap verecekleri günler yakındır. Adalete, hukuka ve demokrasiye susamış milletimizin yürüyüşü durdurulamayacak.
Kurtuluş Yok Tek Başına!"
Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, hukuksuz bir biçimde alınan “diploma iptali” kararı haberini, 31 Mart 2019 İstanbul seçimlerinin iptal edildiği 6 Mayıs 2019’da olduğu gibi, yine iftar için bir yurttaşın evine giderken aldı.
Kağıthane Hamidiye Mahallesi’nde ikamet eden Kastamonulu Turhan Ailesi’nin evine konuk olan İmamoğlu, kamuoyunun merakla beklediği açıklamasını, orucunu açtıktan sonra, iftar sofrasında yaptı.
“MEMLEKETİMİN HER İNSANINA OLAN İNANCIMIN TARİFİ YOK”
İmamoğlu, evin büyükannesi Saadet Hanım’ın duaları eşliğinde yaptığı konuşmasında şu tarihi cümleleri kurdu:
“Bu akşam, Ramazan’ın güzel bir iftar sofrasında, çok kıymetli annemizin, Saadet annemizin evlatlarıyla birlikte orucu açmanın keyfini doya doya yaşadık. Güzel olan; bu samimiyeti, bu dostluğu, ben, 15 yıldır her evde yaşıyorum. Siyasete girdiğim günden beri, ben, evlerdeki sofralarda iftar açma onurunu, gururunu yaşıyorum. Nice dostluklar edindim. Ve bu memleketin her insanını daha çok sevmeyi, bu evlerde öğrendim. Onlara hürmet göstermeyi, onlara adil olabilmeyi, onlara daha çok hizmet edebilmeyi, ben bu evlerde öğrendim. Onun için, memleketimin her insanına olan inancımın tarifi yok. Yani o kadar yüce ki; içten hissediyorum. Onun için hep diyorum; ‘Allah'ım, bu memleketi, bu milleti koru.’ Hep birlikte güzel hizmetler verelim. İnsanlarımızın, özellikle çocuklarımızın ve evlatlarımızın çok güzel şeylere ihtiyacı var. Bu insanlar güzelliklere layık, dünyanın en ileri ülkelerinden biri olmaya layık. O bakımdan bu duayla yol yürüyorum.
“2019’DA, SULTANBEYLİ'YE GİTMİŞTİM VE BİR EVE GİRERKEN SEÇİM İPTAL OLMUŞTU”
Allah'ın nasibi… 2019’da, Sultanbeyli'ye gitmiştim ve bir eve girerken, seçim iptal olmuştu. Ve ‘Eve girme, toplantıya gel’ diye arayanlar olmuştu. Ama biz gene eve girdik, iftarımızı yaptık. Ve seçim iptal olduğunda, ben dedim ki, ‘Bu seçim iptal olmadı. Oldu ama biz yine sandığa gideriz. Ve milletimiz bize hakkımız olanı verir.’ Kat kat fazlasıyla milletimiz, bize hakkımızı verdi. Bu toprakların en büyük adaleti, vicdanı, 86 milyon insanımızın adaleti ve vicdanına çok inanıyorum. Tarifsiz bir inancım var. Bu bağlamda, bu ülkede bugün de çok enteresan bir olay yaşadık tabii. Buraya gelirken, televizyonlarda… ‘Ekrem İmamoğlu'nun üniversite diploması 31 yıl sonra iptal ediliyor.’ Ve hukuksuz bir şekilde. Yani üniversitenin diploma iptal etme yetkisi yok. Ama ateşten mal kaçırır gibi; savcılığın aşırı baskıları, yazıları, komedi komedi geliş gidişler, yazılar, baskılar, Ankara'dan aramalar vesaire… Çok enteresan yani. Açıkçası, bugün diplomanın iptali falan umurumda değil yani. Çok önemli ama esas umurumda olan ne biliyor musunuz? Artık bu ülkede, herkesin kazanılmış tüm hakları tehlike altındadır. Bu ülkede, bu toplumun, herkesin kazandığı tüm hakları tehlike altındadır. Ve bu akıl, bu milleti gerçekten tehdit eden bir akla dönüşmüştür. Herkesin elinden her şeyi alabilirler. Malını, mülkünü, mülkiyet hakkı, eğitim hakkı, seçilme hakkı, seçme hakkı… Her şeyi elimizden alabilirler. Seçme hakkınızı da elinizden alabilirler.
“TEK MEŞRUİYET VAR; O DA MİLLETİN GÜCÜNÜN ORTAYA ÇIKMASI”
Unuttukları şu var. Dedim ya, 2019’dan örnek verdim. Bundan sonra, milletin gücüyle ortaya çıkacak meşruiyetin dışında bir çözümümüz yok bizim. Tek meşruiyet var; o da milletin gücünün ortaya çıkması. Ve bunun için büyük bir çaba göstereceğiz. Yani değil hukuk, kanun devleti bile olmayan bir yerde, artık demokratik bir yarış söz konusu değil. Yani bu manada bunları gerçekten bir Ramazan sofrasında bize neyi konuşturuyorlar? Bir kul hakkı yediler. Kul hakkı yediler yani. Kul hakkı yediler ve kul hakkını hani tabiri caizse bir avuç insan, bu milletin bütün duygularını bertaraf edecek… Bana bir pazarda dedi ki bir hanımefendi, bu hakkımı iptal eden siyasi görüşe sahip olan birisi, ‘Niye’ dedi ‘Böyle feryat ediyorsun. Senin diplomanı iptal edemezler ki’ dedi. ‘Ederlerse, ben senin yanında olacağım, sana oy vereceğim’ dedi. ‘Ama ben, etmeyeceklerini biliyorum’ dedi. Dedim, ‘Bak ablacığım; etmezlerse gelip senden özür dilerim. Ama bunların artık aymazlıkları, utanmazlıkları konusunda ben tahminde bulunmak istemiyorum’ demiştim Ümraniye'de, pazarda. O ablamız, o kardeşimiz beni izliyorsa, buradan söylüyorum, ‘Ablamız, kardeşimiz; ne yazık ki ettiler. Bak, hak yediler yani. Kul hakkı yediler? Seninle sözleşmiştik ama böyle olmaz.’
“BU KARARIN ALTINA İMZA ATAN İNSANLAR, TOPLASANIZ 50 KİŞİ, 100 KİŞİ”
O bakımdan, zaten kamu gücüyle ne yazık ki iktidarın birçok ortaya koyduğu engellerle, meşru zeminde, adil bir zeminde olmayan seçimlerin, bundan sonra da bu şekilde olamayacağını net olarak gördük milletçe. Bu gayrimeşru kararı, elbette yargıya taşıyacağız, yargıda mücadelemizi vereceğiz. Ama artık öyle bir yapı var ki, yani hükümetin baskısı altında öyle bir yapı var ki, benim doğru dürüst kararların, adil kararların çıkacağına olan inancım yok. Yok. Yok. Çünkü, her hattı o şekilde kurgulayan bir hükümetle karşı karşıyayız. Yani bu kararın altına imza atan insanlar, toplasanız 50 kişi, 100 kişi. En tepesindekinden ona yardımcı olan kişilerine varıncaya kadar, yargıdan üniversiteye; 50 kişi, 100 kişi. Ama 100 kişi, bütün bir ülkedeki, bu ülkenin namuslu, ahlaklı savcılarını da yargıçlarını da mesleklerini de yerle bir ettiler. Adalet duygumuzu da yerle bir ettiler. Allah esirgesin yani. İnsanlar ne için yaşıyor? Haysiyeti için, onuru için, namusu için yaşıyor. Adalet için yaşıyoruz biz yani. Başka bir şey için yaşamıyoruz. O bakımdan, gerçekten Yaradan’dan sonra, Allah'tan sonra inandığım tek duygum var. Onu da ifade edeyim. O da milletimizdir. Ben de hani buradan, bu güzel hemşerilerimin evinden, ben kendimi milletime emanet ediyorum. Bu Ramazan'ın bereketinden, sofrasından, milletime emanet ediyorum.
"ASLANLAR GİBİ KOŞMAYA DEVAM EDECEĞİM"
’Ne yapacaksın’ diyorlar. Vallahi aslanlar gibi koşmaya devam edeceğim yani, aslanlar gibi. Asla geri durmak yok. Bugüne kadar bin koşuyorsam, bundan sonra milyon koşacağım. Tahmin edemeyecekler cesaretimi, duruşumu ve inancımı. Bu millete olan borcumu, bu ülkenin çocuklarına, evlatlarına, gençlerine olan borcumu, kararlılığımı, ilkelerimi, bu ülke için nasıl koşacağımı tahmin bile edemeyecekler. Ve bu ülkenin adaletsizliği hafızasından sileceğimiz bir sistemi, bu ülkede inşa edeceğiz. Hak eden, hak ettiğini kazanacak. Çalışan, kazanacak. ‘Ben çalışırsam olur mu?’ ‘Olur’ diyecek bu ülke ona. Evet, hak eden bu ülkede olacak. Çocukları, gençleri bu ülkeden kaçar gibi gitmeyecek artık bizim insanlarımızın. O bakımdan bu yolda ben yılmam, yorulmam. Koşmaya devam. Yarın 14.00’te, Maltepe'de, aslanlar gibi açılışımızı yapacağız. Bir sürü tesisin açılışını yapacağım Maltepe'de. Yarın 14.00’te oradayım. 23 Mart'ta yapacağımız seçim için, 22 Mart'ta, Cumartesi günü, Haliç Kongre Merkezi'ndeyim yine 14.00’te. Pazar günü, 23 Mart'ta da yüz binlerce insan, Cumhuriyet Halk Parti'nin üyeleri gidecek, oy verecek. Ama ben eminim, en az onun kadar, parti üyesi olmasa da gidecek, orada oy kullananların sırtını sıvazlayacak, ‘Ben üye değilim ama yaptığınızı doğru buluyorum’ diyecekler.
“EN ÇOK DA KIZLARIMIZ VE OĞULLARIMIZ İÇİN ÇALIŞACAĞIZ”
Bu yapılanın muhatabı, artık Ekrem değildir. Bu yıl yapılanın muhatabı, milletimizdir. Bu yapılanın muhatabı, milletimizdir, kazandığınız, elde ettiğiniz ne varsa tehlike altındadır. Allah bu milleti korusun. Bu milleti koruyacak, muhafaza edecek düzeni ve sistemi kurma konusunda var gücümüzle çalışacağız. Bu kadar net. Buradan sevgilerimi, saygılarımı iletiyorum. Bütün milletimize huzurlu, pırlanta gibi gelecek diliyorum. Bunun için de çok çalışacağım. En çok da kızlarımız ve oğullarımız için çalışacağız.”
VATANDAŞLARDAN DESTEK
Turhan Ailesi’nin evinden ayrılan İmamoğlu, kendisinin orada olduğunu duyan mahalleliler ve gençlerin sevgi gösterileriyle karşılandı. İmamoğlu’na destek veren vatandaşlar, “Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz” ve “Cumhurbaşkanı İmamoğlu” tezahüratlarında bulundu.
Bu habere ilk yorum yapan sen ol.