2011-09-20 15:00:00
Yine sessiz sedasız izledik bu olanı biteni. Ankara Büyük Şehir Belediye Başkanı Melih Gökçek, uzun ve tartışmalı bir süreçten sonra dünyaca ünlü kedimizin gözlerini belediyesine logo yaptı. Logo, sözde Ankara Kedisini temsil ediyormuş. Oysa logonun uzaktan yakından Ankara kedisiyle ilgisi yok. Düpedüz tekgöz dediğimiz Van Kedisinin kehribar sarısı ile boncuk mavi gözlerini alıp Ankara kedisinin gözleri diye kentin simgesi haline getirdiler.
Ne yazık ki elimizdeki hiç bir şeyin kıymetini bilmediğimiz gibi dünyalar güzeli Van Kedimizin, renkli bakan gözlerini de böylece kaptırmış olduk. İşin garibi Van’daki sivil toplum kuruluşlarından hiçbir tepki yok. Hatta daha da acısı çoğu vatandaşın haberi bile yok. Bu oldubittiye sesiz kalmamalıyız. Asırlardır Van’a ait olan bu gözleri herkes Van kedisi olarak biliyordu. Hiç kimse söylenmesin, tek derdimiz bu mu diye. Evet tek derdimiz bu olmalı. Dönüp geriye bakalım. Van kültüründen ne kaldı geriye. Kaç kişi evinin önünü süpürüyor, kaç kişi semaver çayı demliyor balkonunda, kaç kişi selam veriyor, bayramlaşıyor komşusuyla. Böyle giderse Van Kedisini, semaveri, Van Balığını anca kavşaklarda beton, soğuk büstleriyle göreceğiz.
Bence, bu logo artık Van Kedisinin Van’a ait olduğu tezini hepten bitiriyor. Siz kedinizi tarif ederken bir gözü mavi bir gözü sarı tüyleri bembeyaz diyorsunuz değil mi? Eh artık canlı bir rakibi var kedinizin. Adında başkentin adını taşıyor. Ankara Kedisi, böylece bir sıfır öne geçiyor. Ayrıca bu logo tüm Avrupa ülkelerinde ve hatta dünyada her türlü resmi yazışmada kendini gösterecek. Siz istediğiniz kadar söyleyin ‘‘bu Van Kedisidir’’ diye. Adamlar size mi yoksa koskoca başkentin yazılarındaki logoya mı inanacaklar? Turizm fuarlarında Van stantlarının vazgeçilmez tanıtım aracı olan Van Kedisi, ne yazık ki meşruiyetini masada kaybetmiştir. Artık herkes onu daha fazla görecek ama Ankara Kedisi olarak tanıyacaktır.
Zaten FİBA basketbol şampiyonasında çok yaratıcı bir zekayla! yarı tilki yarı kediye benzer garip bir yaratığa dönüştürülen kedimiz, rezilliğin son perdesinde artık Ankaralı olma yolunda hızla ilerliyor. Van’ın bu gibi konularda en hassas savunucusu olan eski Vatso Başkanı Sayın Zahir Kandaşoğlu logo tartışmalarının ilk başladığı zamanlarda konuyu gündeme taşımıştı. Hatta Van Kedisi ve Ankara Kedisinin farklı özelliklerini ortaya çıkarmış, bir basın bildirisi bile düzenlemişti. Sanırım yeterli desteği göremediğinden daha fazla sürdürememişti. Ankara Kedisinin gözleri geniş ve badem şekillidir. Göz renkleri bakır, mavi, altın, yeşil ve ela olabilir. Ankara Kedisinde, hiçbir şekilde farklı iki göz rengine rastlayamazsınız. Uzun tüylüdür ve sivri uçlu, dik kulakları vardır. Van kedisine göre daha iri burunludur. Yani Van Kedisi’nden zıt özelliklerle tamamen ayrılırlar. Kehribar sarısı ve mavi göz renkleri Van Kedisinin karakteristik bir özelliğidir. Yüzyıllar boyunca melezlemeye uğramadan bu özelliklerini koruya gelmiş, adeta mucizevî bir canlıdır.
Umarım Valilik veya İl Kültür Turizm Müdürlüğü bu duruma sessiz kalmazlar. Van kedisinin genetik özelliklerine ait tescilli çeşit özellik belgesi veya patenti ile derhal konuya müdahale edilmelidir. Yoksa Valilik katıldığı tanıtım fuarlarında sergileyecek bir Van kedisi bulamayacak ya da meşruiyetini yitirmiş bir sembolü artık kullanamayacak hale gelecektir. Yakında Van Gölünü de elimizden almaya kalkarlarsa hiç şaşırmam. Ne duruyorsunuz bir protesto mesajı da siz çekin, yüzünüze gülen logonun bulunduğu www.ankarabel.gov.tr adresine!