2012-02-07 15:00:00
Sevgili Vanlı arkadaşım;
Her şeyden önce bilmelisin ki, muhteşem bir gelecek seni bekliyor.
Bu muhteşem geleceğin için, yanına cesaretini almayı unutma!
Şartların ve imkanların ne olursa olsun, şimdi kendini, her zamankinden çok daha güçlü hissetmelisin.
Unutma ki kişiliğin ve iraden ne kadar güçlüyse, hayatındaki engeller o kadar küçülecektir.
Sevgili cesur arkadaşım; hayatın gözlerindeki umudu ve ışıltıyı hissetmelisin ve onunla yüzleşeceğin zamanı dört gözle beklemelisin.
Geleceğin dünyasına adımların ve yüreğin gümbür gümbür girmelidir.
Büyük olduğunu unutma. Ve büyük hedefleri olanların, büyük bedel ödeyenler olduğunu unutma.
Öncelikle, büyük başarılar için büyük başarılar elde edenler gibi düşünmelisin.
Sen, sana değer verenlerin ve seni koşulsuz sevenlerin liderisin, gururusun. O halde bir lider gibi düşünmelisin ve bir lider gibi yaşamalısın.
Sevgili arkadaşım; bir lider, ne yapması gerektiğine ve ne yapmaması gerektiğine odaklanmalıdır.
Bir lider, engellerden zaferlere koşmalıdır. Sen zafere koşmalısın…
Bir hayat savaşçısı ol, bir hayat savaşçısı hiçbir olumsuz koşul karşısında yılmaz, yıkılmaz.
Bir hayat savaşçısı hayata dört elle sarılır ve hedeflerini büyük tutar.
Bir hayat savaşçısı mücadeleyi sever ve yumruğunu cesurca sıkar. Yumruğunu cesurca sıkmalısın ve meydanlara çıkmalısın.
Unutma ki senin, silahlara ve toplara karşı iraden var. İradene, sevdana sarılırcasına sarıl.
İraden gibi başın dik, alnın açık olmalıdır.
Unutma, hayat engelleri kaçınılmazdır. Hayat engelleri irademizi sınar. Engellerden sonra kim ayakta durabilecekse, o kazanacaktır.
Engellerden sonra ayakta kalmalısın, sevgili arkadaşım; sabırla, inatla, aşkla ve zafer direnişiyle…
Koşman gerekir sevgili arkadaşım, hep koşman… Durmadan, yılmadan…
Sen her zorluğu yenecek güçtesin, ama zorluklar karşısında zafer selamıyla durman gerektiğini bilmelisin.
Şu anda hayran olduğun herkes, bulundukları yerden başladı. Haydi durma; atıl, bağır, çağır, koş, coş… Sevdana doğru, geleceğine doğru…
Unutma sevdasız kavga, kavgasız sevda asla olmaz. Sevdanı direncinle kuşan ve mavinin en güzel tonu olmak için adımlarını hızlandır.
Hayatın kuralı şudur: Birinci adımdan sonra asla durmamalısın, hızlanmalısın. Gücünü ikinci, üçüncü adımlardan almalısın.
Güzel bir gelecek yorgun, bezgin ve ortamın olmadığından şikayetçi olanların değil, çalışkan ve olumlu düşünenlerin olacaktır.
Düşebilirsin, ama her düştüğünde ayağa kalak! Ayağa kalk, dosta düşmana karşı.
Sevgili arkadaşım; dünyadaki bütün fırtınalara set çekebilecek kadar kendini güçlü hissetmelisin.
Rüzgar estiğinde, paramparça olan bodur ağaçlar gibi olmamalısın.
Her rüzgar esişinde, rüzgarı kendi ekseninde çevirerek, onunla dans eden ağaçlar gibi olmalısın.
Sen soluk aldığın ve kalbin çalıştığı sürece, ayakta olma ve başarılı olma ümidini yitirmemelisin.
Çünkü sen bir insansın ve insan(lık) hep zafere ulaştı. Zafere ulaşacaksın…
Sevgili arkadaşım, öyle günler gelecek ki, hiç kimsenin yapamayacağı işleri göze alacak ve yapacaksın.
Öyle günler gelecek ki, dünya senin başarı serüvenini konuşuyor olacak.
Eğer amaçlarından vazgeçmezsen, dayanıklı ve sabırlı olursan, mutlaka hayatın zirvesine ulaşırsın.
Hayatın zirvesine ulaşacağın güne selam olsun…
Unutma ki hayat bir maratondur ve maratonlarda korkak ve dayanıksız insanlar değil, cesur insanlar ipi göğüsler.
Evet… Şu anda içinde, hayal bile edemeyeceğin şeyleri gerçekleştirebilecek bir güç var.
Bu güç, kendini değiştirmeye inandığın an ortaya çıkacaktır. Bu güç, yüzlerce atom bombasından çok daha fazla bir enerjiye sahiptir.
Unutma sevgili arkadaşım; hayatta yeni bir şansın her zaman vardır ve her zaman daha iyi olma şansın asla tükenmez.
Ve unutma ki hayatta sana yardım edecek şey tesadüf değil, azim ve irade olacaktır. Çünkü güçlü olan ve yenilmez olan, sadece azimdir.
Asla başladığın yoldan geri dönmemelisin, unutma ki yıkımların ve yenilgilerin sebebi, sadece ümitsizlik ve insanların işlerini yarıda bırakmalarıdır.
Evet başlamak… Bir şarkı ile, bir şiir ile, bir söz ile, bir ıslık ile… Yeniden başlamak, her şeye…
Sonsuz denizlerle bütünleşmek, sonsuz ufukla kucaklaşmak, sınırsız maviliklerde ölümsüzleşmek için…
Rüzgar senden yana esiyor, güneş senden yana doğuyor. Haydi durma, kucakla ışığı…
Kucakla memleketinin semalarından yükselen barış türkülerini, umut destanlarını, zafer ıslıklarını…
Unutma, güneşe sevdalanmak kolaydır ama güneşin sevdasını yaşamak zordur. Güneşin sevdasını yaşa, yaşayabildiğin kadar.
“Kaburgalarını kırarcasına” sarılmalısın güneşe. Çünkü sen, bir dağ kucaklayacaksın yarına. O dağ senin şarkılarını yazacak benek benek.
Bütün dünya ve bütün evren duysun ve bilsin ki, sen bu toprakların güneşisin ve güneşi olmaya devam etmelisin.
İşte sendeki güneş: Azimle donatılmış bir yürek ve sabırla kuşatılmış bir beyin…
Bu sonsuz iki enerji kaynağı, bütün olumsuzlukları siler süpürür.
Hayattaki engellerden daha büyük ve daha güçlü olduğunu unutmamalısın. O zaman her şeyi yenecek cesareti kazanırsın.
Cesaret sana, gerçeğin üzerinde yükselme yeteneği ve göğe uzanma azmi verecektir. Yüreğin sağlam, umutların dipdiri olmalıdır.
Seni bekliyorum eeeyyy Kutsal Mezopotamya çocuğu… Eeyyy E.Xani torunu, Apé Musa’nın yeğeni;
Artoslar’ın ve Zağrosları’ın en yüksek zirvesinden haykırıyorum dünyaya…
Yolumuz engelli de olsa, fırtınalı da olsa, yürüyeceğiz seninle; geleceğin en güzel şarkısını haykıracağız, Serhad gecelerinde…
Yürüyoruz umudun yeşiline, özgürlüğün mavisine… En güzel bahar denizine…