2012-03-05 15:00:00
Van çok sancılı bir süreç geçirdi. Yaşlısından çocuğuna, kadınından erkeğine, yerlisinden misafirine kadar herkes derinden etkilendi. Herkes psikolojik travma yaşadı, herkes ekonomik sıkıntı çekti.
Bu zorlu süreç yavaş yavaş atlatılıyor. Ama kentimiz hakikaten yoruldu, hırpalandı. Kısa sürede büyük bir aşama kaydedildi. Tabi bu aşamaya gelinmesinde, Van’ı terk etmeyenlerin payı çok büyük.
Çadırlarda donarak ölen (bana göre katledilen)bebeklerin etkisi çok büyük.
Çadırlarda yanarak ölen (bana göre katledilen) insanların etkisi çok büyük.
Issız sokaklarda, bir ışığa bile hasret kalarak, ölümle dans edercesine, büyük tehlikeler atlatan ve buna rağmen sokaklarını terk etmeyenlerin etkisi çok büyük.
Ancak bilinmelidir ki Van’ın çok daha büyük işler başarması lazım. Çok daha dev adımlar atması lazım. Bunun için bizlere büyük görevler düşüyor.
Şurası açık: Anladık ki, bize bizden daha iyi destek olabilecek kimse yok. Ben buradan Van’da yaşayan herkese sesleniyorum: Irk, cinsiyet, siyasi fikir, kültürel farklılık gözetmeksizin, hepimizin birbirimize omuz vermesi lazım. Kentimizin, hepimizin enerjisine ihtiyacı var. Bunun için, gün omuz omuza verme günüdür. Gün, birbirimize sarılma günüdür. Gün, yoksuluyla-zenginiyle, kadınıyla, çocuğuyla, yaşlısıyla, İskelelisi ile, Xaçortlusu ile, Kürdüyle, Türküyle dayanışma günüdür.
Gün, Van’ın en güzel damarı olma, Van’ın kanı olma günüdür.
O zaman haydi, meydanlar bizi bekliyor. Belediyesiyle, valiliğiyle, tüm yurttaş bilinciyle, bir kez daha bu güzel kenti kalkındıralım. Bu kent, bizim parçamız. Bu kent yaşamalı k, yaşatabilsin.
Hepimiz biliyoruz ki depremde, 3 önemli alandan çok etkilendik. Sağlık, ekonomi ve eğitim.
Sağlık alanında, neredeyse bütün yöneticilerimiz sınıfta kaldı. Çadırlarda insanlar cayır cayır yanıyorlarken, insanlar donarak yaşamını yitiriyorlarken, kimse kalkıp sağlık alanında çalışmalarını iyi yaptığını söyleyemez.
Ekonomik olarak kentimiz neredeyse çöktü. Esnafın büyük bölümü iflasın eşiğine geldi. Esnaf canlanmadan kentin canlanma olasılığı yok. Ama esnafa yeterinde destek çıkılmadı.
Gelelim eğitime… Okullar, dersaneler ve aileler eğitim alanındaki aksaklıklardan baya etkilendiler. ancak açıktır ki bu depremin en büyük mağdurlarının başında öğrenciler gelmektedir.
Öğrencilerin yaklaşık % 85’i depremden sonra kentin dışına çıktı. Yüzlercesi il dışında ırkçı saldırılara maruz kaldı ve bulunduğu ilden sınır dışı edildi. Binlercesi travma geçirdi. Yüzlercesi sınavlara hazırlanmayı bıraktı.
Her şey bir yana, bu ülkenin hiçbir yöneticisi ve yetkilisi, bu öğrencilerimizi düşünmedi. Gözümüz gibi baktığımız, onlar üzülmesin diye gecemizi gündüzümüze kattığımız, moralleri bozulmasın diye her şeylerine katlandığımız öğrencilerimizi üzdüler, üzmeye devam ediyorlar.
Buna hiç kimsenin hakkı yoktur.
Geldiğimiz süreçte, bütün zorluklara rağmen, dimdik ayaktayız. Öğrencilerimiz, her şeye rağmen aslanlar gibi ayakta. Bütün zorluklara rağmen, mağdur edebiyatı yapmayıp, emekleriyle mücadelesini sürdürüyorlar. İnanıyorum ki bu azimle, bu iradeyle ve bu dirençle, öğrencilerimiz hak ettikleri yere geleceklerdir.
Bizim bu anlamda hiç kimsenin iltifatına ihtiyacımız yok. Ancak bir noktada sesimizi duyurmamız gerektiğine inanıyorum.
Van’da sınavlara hazırlanan öğrencilerimize açıktır ki, bir haksızlık yapılmaktadır. Ne kimse öğrencilerimizi gündemine aldı ne de öğrencilerimize psikolojik ve sosyal bir destek verildi. Benim bu noktada bir beklendim yok. Yani şimdiye kadar öğrencilerimizi gündemine alan olmadığı halde, bundan sonra bir şey yapılacağını düşünmüyorum. Bizim emeklerimizin eseri yeterlidir. Ancak herkesin bilmesi gerekir ki, öğrencilerimiz bunun farkındadır ve bunu unutmayacaktır.
Bu anlamda, sesimizi çıkarmamız lazım. Hep birlikte itiraz edelim ve Van öğrencilerine bir ayrıcalık tanınmasını isteyelim. Ancak burada iki ayrıntıyı unutmamak lazım: Birincisi, dilenmeyeceğiz ve kendimizi acındırmayacağız ancak hakkımızı arayacağız. İkincisi, çalışmalarımızı kesinlikle aksatmayacağız.
YGS 1 Nisan 2012 Pazar günü yapılacak. Sınava kadar ÖSYM’yi bu anlamda uyarmaya çağırıyorum. ÖSYM’ye fax çekebiliriz, telefon açabiliriz, meal gönderebiliriz. Ama en güzeli, gelin hepimiz birer mektup gönderelim.
Yani bu konuyu sokakta, derste, sırada, dersanede, evde, velhasıl her yerde konuşalım. Gündemimizden düşürmeyelim.
Herkesin desteğini bekliyorum…
ÖSYM Tel : (312) 298 80 50 (Çok Hatlı Santral)
ÖSYM Fax : (312) 266 46 74 ÖSYM E-Posta: osym@osym.gov.tr
ÖSYM Adres : ÖSYM Sınav Hizmetleri Müdürlüğü Bilkent / Ankara