2012-08-06 15:00:00
Toplumsal hayatta karşılaşılan ve çözümünde zorlanılan problemlerin birçoğu yardımlaşma yoluyla kolaylıkla çözülür. Dahası yardımlaşma önemli bir toplumsal değerdir. İnsanlar çok farklı konularda birilerine yardım edebilirler.
Dilencilik, biçim ve yoğunluğu değişse bile insanlığın tüm tarihinde ve tüm toplumlarında bir şekilde de olsa yaşamış ve yaşıyor. Dolayısıyla, tamamıyla bireysel görünen ve bireyler olarak dilenciyle yardımsever arasında yaşanan bu kısa kontağın araştırmaya değecek bir yönü bulunmayabilir. Ancak günümüzde ihtiyacı olan yada olmayan hertür insan soakalarda karşımıza ne yazık ki çıktığı için üzerine durulması gerek bir sorun haline gelmiştir.
Günümüzde mendilini veya bardağına bırakan sokak dilencileri, kent yaşamının çoğunlukla beğenilmeyen ama yok da edilemeyen bir olgusudur.
İnsanların vicdanlarını, duygularını hedef alan görünümleri veya sözleriyle, önlerinden geçip gidenleri kısa bir anlığına kendilerine yönelten ve o küçük yardımlarını alan “sokak dilencileri”, herkesin tanıdığı kimselerdir. Adım başında karşılaştığımız bu “dilencilerin” bir çoğunun belkide hiç ihtiyacı olmadığı ancak sadece alışkanlık haline getirdiği bu mesleği kolay yoldan para kazanmak için bir yöntem gibi görüyorlar. Ve bunların bir çoğunuda kucaklarında bebekleriyle oturan bayanlar teşkil etmektedir.
Insanlarımızın bir çoğu bu dilencilerin yardıma muhtaç olup olmadığını önemsemeden yardım etmektedir. Yardım ederken de daha çok yaptıkları iş nedeniyle sevap kazandıklarını veya toplumsal yaşamın bir gereği olduğunu düşünmektedirler.
Kucaklarında küçük çocuklarla yada farklı şekillerde karşılaştığımız ve ciddi anlamda rahatsızlık vermeye başlayan bu dilencilere yardım edenler, bu yardımı yapmadan önce birkez daha düşünmelidir ki, gelecekte kucaklarındaki bebekler bu mesleği gelecekte gelenek haline getirmesinler ve en önemlisi sokaklarda değil okullarda görmeye alışabilelim.
