2012-10-30 15:00:00
Depremin üzerinden tam bir yıl geçti.
Yıkılan binalar, terk edilen sılalar ve kaybedilen yakınlar derin izler bıraksa da, Anka Kuşu gibi yeniden dirilişe şahit oluyoruz Van’ımızda.
Sürekli değişmekte ve gelişmekte olan Van, depremle sekteye uğrasa da görüyoruz ki harcanan emekler, sarf edilen çabalar yavaş yavaş meyvelerini veriyor.
Tekrardan kaldığı yerden hem de daha bir ivmeyle, harekete geçmek üzere Van...
Öncelikle bir yıl gibi bir sürede, verilen sözlerin tutulması ve 15 bin konutun yükselmesi kesinlikle küçümsenemeyecek bir başarıdır. Emeği geçen herkese sonsuz teşekkürler.
Artık Van deyince sürekli depremlerle sallanan, korkutucu bir şehir yerine, yepyeni modern bir şehir algısı ön plana çıkmakta ve merak uyandırmaktadır.
Van bir bir rüyalarına kavuşuyor…
Yılların hayali olan Kuskunkıran tüneli de, nihayet resmen açıldı.
Yıllar boyu hep gerçekçi teşviklerden yoksun bırakılan Van, yeni teşvik yasasında 6. Bölgede yer alarak, en avantajlı iller konumuna getirildi.
İlimiz özellikle tekstil, hazır giyim, deri, ayakkabı, saraciye, mobilya, tarım makineleri, kuyumculuk, oyuncak gibi alanlar başta olmak üzere ‘‘emek yoğun’’ sektörler için, büyük olanaklar elde edecek ve yatırımlar için oldukça cazip hale gelecektir.
Hepinizin de bildiği gibi önümüzdeki yerel seçimlere Van artık büyükşehir belediyesi olarak girecek ve böylece biz Vanlıların bir düşü daha gerçeğe dönüşmüş olacak.
Büyükşehir statüsü, yerel yönetimlerin yetkisinin artırılmasının yanı sıra, ekonomik olarak da güçlendirilmesini ve merkezi bütçeden daha fazla pay almasını da sağlayacak büyük bir kazanım.
Çünkü Türkiye de belediyelere ödenen kaynağın yüzde 16 sını büyükşehir belediyeleri alıyor. Yani bütçenin yüzde 80 ine yakın bölümünü 16 belediye alırken geriye kalan yüzde 20 lik kısmı da 65 il belediyesi arasında paylaştırılıyor.
Yani ilimiz belediyelere aktarılan kaynağın %20sini 65 il ile paylaşıyor ancak Büyükşehir statüsü kazanmasıyla birlikte %80 lik payı 25 civarında şehir ile paylaşacak.
Büyükşehir olarak neler kazanacağız? Öncelikle şunu hatırlatalım; Büyükşehir statüsü kazanmanın avantajları olduğu gibi, özellikle esnaf kesimine yeni vergiler ya da mevcut vergilerin arttırılması şeklinde yansıyacak dezavantajlarının olduğu da bir gerçek. Fakat bardağın dolu tarafını görmekte yarar var. Zira Büyükşehirin getirdikleri, götürdüklerinden çok daha fazla çünkü; Yatırımlar doğrudan merkezden geleceği için kalkınma ve yapılanma daha hızlı gerçekleşecek. Belediyecilik faaliyetleri tek elden ve daha koordineli bir şekilde yürütülebilecek. Hizmet standart hale gelecek, kent görünümüne, imajına daha çok önem verilecek. Böylece hep turistik şehir olarak övündüğümüz ama bu imajımızı hiçbir zaman layıkıyla yerine getiremeyen belediyecilik anlayışı, artık hiçbir mazerete sığınamayacak. Artan bütçe ile daha çok proje hayata geçirilecek. Van daha çok yatırımcıyı çekecek, bu yatırımlar, istihdamı dolayısı ile şehre olan ilgiyi arttıracak. Yani bir Gaziantep neyse, - orta ve uzun vadede - aynı zamanda bir sınır ili olan Van’da, doğunun Gaziantep’i olacaktır. Büyükşehir olmanın avantajı ile buna yakışır bir kent yaratmak için yeni tesis, park, bahçe, bina yapımı için projeler oluşacak bütçeler ayrılacak. Hem göç alan hem göç veren bir şehir olan Van’da, göç dalgası tersine yaşanacak, konut sayısı artacak, yeni cazibe merkezleri oluşacak. Böylece yeni kurulacak olan Tuşba, İpekyolu gibi metropol ilçeler ortaya çıkacak, her yeni ilçe için yeni bir imar planı hazırlanacaktır. Bu ilçe belediyeleri spor, kültür tesisleri, otoparklar, modern toptancı halleri, bulvar, cadde gibi alanların inşasına girişecekler. Tüm bu hareketlilik, en çokta emlak piyasasını canlandıracaktır. Yeni projeler, yeni yatırım alanları demek olduğundan alternatif yerler arayan yatırımcıya fırsatlar doğacak. Zaten sürekli gelişim ve değişim içinde olan Van’ın farklı avantajları, yatırımları ve iş kollarıyla Büyükşehir olması maddi ve manevi açıdan daha da güçlenmesini sağlayacaktır. Büyük tesisler inşa etmek için müsait olan ve il dışında kalan arsalar değer kazanacak, bu bölgeler zamanla yanına başka yatırımları çekecektir. Bugün şehrin dışında denilen yerler, yarın şehrin en önemli merkezleri haline gelecektir. Tüm bu hareketlenme inşaat firmalarının bu bölgelerde birbiri ardına proje başlatmasına neden olacak, biten her proje bir sonrakinin ilham kaynağı olacaktır. Şehir içinde, daha eski yerleşim yerlerinde yaşayanlar bu yeni yaşam alanlarına geçerken, kent dışından gelecek göç için yeni yerleşim alanlarına ihtiyaç olacaktır. Bu nedenle konut talebi artacak, bu talep artışı da beraberinde yeni projeleri ve fiyat artışlarını getirecektir. Yeni çevreyolu, yeni otogar, yeni ulaşım alternatifleri ve nihayet raylı sistemin hayata geçmesi artık bir zorunluluk olacaktır. Hepsinden önemlisi, için için kirlenen dünya mirasımız Van Gölü, güçlenen belediyecilik bütçesi sayesinde, devasa arıtma tesisleri veya alternatif temizleme projeleriyle kurtuluşa erecektir. Zira Sayın Başbakan Erdoğan’ın ‘‘ Van Gölü’nü Haliç gibi temizleyeceğiz’’ sözünü unutmuş değiliz. Temizlenmesi imkânsız denen Haliç bile eskiden olduğu gibi ‘‘altın boynuza’’ dönüşmeye başladıysa Van Gölü neden başarmasın? Ve daha neler neler… Tüm bunlar bu aziz şehri daha yaşanır kılacaktır, Van’ın altın çağı başlıyor...
|