2013-06-10 15:00:00
“Üzülmeyin, özel hastanelerden gelen tahlil sonuçlarının hepsi yanlış çıkıyor.”
Bu cümle, Yüzüncü Yıl Üniversitesi Araştırma Hastanesi’nde görev yapan bir çalışana ait. “Bu çalışan hangi bölümde” diye merak etmeyin. Çünkü bu ya da buna benzer bir cümleyi doktorundan temizlik işçisine kadar bir çok kişi söylüyor.
Bu, çok ciddi bir iddia ve son derece önemli…
Özel hastanelerimiz ile devlet hastanelerimizin tahlil sonuçları aynı çıkmıyor.
Tahlillerinizi özel bir hastaneden yaptırıyorsunuz, sonuçlar olumsuz çıkıyor. Soluğu Araştırma Hastanesi’nde ya da Bölge Araştırma Hastanesi’nde alıyorsunuz. Orada da aynı tahlilleri yaptırıyorsunuz ve gerçekten sonuçlar farklı çıkıyor.
Peki hangi sonuçlar doğru, bilinmiyor.
Yüzüncü Yıl Üniversitesi Araştırma Hastanesi’ndeki bir çalışana göre, bu şekilde hastaneye gelen bir çok hasta oldu. Dahası, bunun bilinen bir şey olduğunu, saklanacak bir şey olmadığını söylüyor.
Peki bunu kim ya da kimler biliyor, orası da bilinmiyor.
Bu nasıl bir iştir?
Hani bizim özel hastanelerimiz A sınıfı hastanelerdi! Hani aylardır acil hastalardan 35 TL’ye kadar ücret alındığında ve en küçük tepki alındığında, bas bas bağırıp “biz A sınıfı hastaneyiz” diye söyleniyordu. Nerede o “A” sınıfı hastaneler? Yoksa “A” sınıfı olmak, bütün yanlışları, hatta hayati tahlil sonuçlarını bile meşrulaştırıyor mu?
Sadece bu da değil…Farklı iddialar da var.
Mesela, özel hastanelerimizin “yeni doğan” yoğun bakım servisleri neden sürekli dolu? Çok acil bir durum olduğunda bile, neden bu serviste yer bulunamıyor?
İddia şu: Bebekler erken alınıyor. Erken alınan bebeklerin büyük çoğunda da nefes darlığı yaşanıyor.
Bu bir iddia.
Diyelim ki sadece iddia.
Peki yeni doğan bebeklere, olumsuz bir durum söz konusu olduğunda, neden hiç müdahale edilmeden, Araştırma Hastanesi’ne sevk ediliyor? Bebek doğuyor, olumsuz bir sonuç oluyor, ameliyatı yapan doktorun cümlesi aynen şu: “Bebeğe müdahale edebilecek ekibimiz yok.”
Alın size A sınıfı hastane…
Deprem dönemindeki muayene ücretleri neden istendi? Hatta daha net sorayım: Neden bazı kişilerden istendi de herkesten istenmedi?
Çünkü deprem döneminde hastanelerde muayene olanları kaydedenler, SGK sayfasının, "ücret alınmayacak" ibaresini ya unuttular ya da ihmal ettiler.
Durum bu.
Şimdi bakalım, daha önce bir çok kez olduğu gibi, hastanelerimizin yetkilileri ve ilgili yetkililer susacaklar mı, yoksa sorumluluklarını bilip, gerekli incelemeyi yapacaklar mı? Doğrusunu söylemek gerekirse, ben daha çok birinci şıkka ihtimal veriyorum. Çünkü nereye dokunsanız, devletin kendilerine verdikleri bir haklarının, yetkilerinin olduğunu söylüyorlar: Biz A sınıfı bir hastaneyiz.
Elbette A sınıfı hastanelerimizin olması çok güzel. Bununla övünüyoruz. Ama bayanlar baylar, insan hayatı değerlidir. Yazıktır şu dilsiz ve sağır halkımıza! Yeryüzünde bu kadar efendi, bu kadar mülayim, uysal bir halk kitlesi bulamazsınız. Elinde 10 TL’si varsa, gözünü kırpmadan çıkarıp 10 TL’sini sağlığı için harcıyor.
Yok eğer “benim makinelerim ve tahlil sonuçlarım hakkında kimse olumsuz konuşamaz” derseniz, o zaman devlet hastanelerinin yalan söylediğini biliriz. Ama bildiğimiz bir şey var ki, araştırma hastanelerinde hata payı azdır.
Mademki A sınıfı hastanelersiniz, o zaman bu sınıfa yakışır bir hizmet vermeniz gerekmez mi?
Unutmayın ki, size harcanan ve harcanacak olan 10 TL’nin vebali büyüktür. Çünkü onda emekçilerin, işçilerin ve köylülerin alın terinin hakları var.