Van’da 20 gündür tam anlamıyla bir insanlık ayıbı yaşanıyor. Konteynırlarda yaşayan yaklaşık 500 kişi yaşam mücadelesi veriyor. Açlık grevine, ardından ölüm orucuna başladılar.

Dikkat edin, ölüm orucu…Yani bedenlerini ölüme yatırdılar.

Neden mi?

Çünkü bu insanlar konteynırlardan çıkarılmaya zorlandılar. Ancak hemen hemen hiçbirinin evi yok. Büyük çoğunluğunun hiçbir sosyal güvencesi ve geliri yok. Bu yüzden bu insanlar konteynırlardan çıkamıyorlar. Ancak bu insanlar cezalandırılıyorlar. Nasıl mı? Elektrikleri kesilerek. Elektrikleri kesilince, konteynırlar ısınamaz, sıcak su bulunamaz. İnsanlar yıkanamaz ve haliyle hastalıklar başlar.

Yani anlayacağınız, bu insanlar alenen ölüme terk edildiler.

 

 

 

Dikkat edin. Bu insanların hiçbir politik duruşları yok, eylemleri hiçbir şekilde siyasi değil. Ama buna rağmen sesleri duyulmuyor.

Ama bundan bile daha vahim bir durum var: Milletvekillerimizin tutumları. Az önce İMC TV’de bu konunun konuşulduğu bir program vardı. Programa canlı telefon bağlantısıyla ilimizin farklı siyasi düşüncesinden iki milletvekili katıldı. Açıkçası üzüldüm, hem de çok üzüldüm. Çünkü ikisi de, son derece başarılı bulduğum, girişken, sorunlara duyarlı ve saygı duyduğum milletvekilleri. Biri AKP’den Burhan KAYATÜRK, öteki BDP’DEN Nazmi GÜR.

 

 

Çok şaşırdım ve ilk defa, kusura bakmasınlar ama, ilimizin milletvekili konusunda sınıfta kaldığını gördüm. Çünkü bu iki vekilimiz bile bu kadar duyarsızlaşabiliyorlarsa…

İki vekilimizin de yaklaşımları, sorunu çözüm şeki

 

 

lleri, ele alış biçimleri, hatta ses tonları bile birbirinin neredeyse aynısıydı. Değişen sadece bir şey vardı: Biri hükümetin yaptıklarını, öteki hükümetin yapmadıklarını anlattı. Biri sistemin hızlı çalıştığını, mağduriyetlerin giderilmeye çalışıldığını anlattı, öteki klişeleşmiş ve artık demode olmuş 50 yıllık sol söylemleri tekrarlayıp durdu.

 

 

 

İkisi de halktan uzak. İkisi de sorunu tam bilmiyor. İkisi de yerel temsilcilerini öne çıkardı. İkisi de Van’da değil. İkisi de yuvarlak cümleler kullandı. İkisi de “onunla konuşacağım, bununla konuşacağım” gibi kaçamak söylemlerde bulundular.

 

 

Ya sayın vekillerimiz, ilinizde insanlar ölüyor. Hem de en insani temel haklardan biri olan barınma haklarından yoksun oldukları için… bu insanları tavırları siyasi değil, kimseye karşı değiller. Bu insanlar Van’ın en yoksulları ve son derece mağdurlar. Ölüyorlar. Aslında öldürülüyorlar!

 

 

 

Allah aşkına siz neyin edebiyatını yapıyorsunuz? Sizlerin şu anda, parti ayrımı yapmadan, omuz omuza verip, bu insanların sorunuyla ilgileniyor olmanız gerekmez mi? Siz ve diğer vekillerimizin şu anda Van’da bulunması gerekmez mi? Söyler misiniz bana, bizler insan olarak neyin çabasını veriyoruz? İnsanca yaşamak için değil mi?

 

 

 

Sizler bu insanlardan oy alarak meclise girdiniz. Ve sizlere oy verenler şu an ölüm döşeğindeler. Sizlerin şu anda yeri göğü inletmeniz, meclisi ve Türkiye’yi ayağa kaldırmanız gerekirdi. Sizlerin şu anda bu insanların sesi, çığlığı olmanız gerekirdi. Sizlerin şu anda rahat uyumamanız gerekirdi.

 

 

 

Biriniz çıkıp “valimle konuştum”, biriniz “başkanımla konuştum” diyorsunuz. Kime ne validen, başkandan? İnsanlar ölüyor sayın vekiller, insanlarınız, seçmenleriniz ölüyor. Onunla, bununla konuşacağınıza, onların içine girin. Onlara ses olun, onların ölümlerini durdurun.

 

 

Böyle bir günde seçmenlerinizin yanında olmayacaksanız, ne zaman?

Sizlere hatırlatayım, sayın vekillerimiz: Kim ne derse desin, Van’da eğitim tükenmiş durumda. Hiçbir önlem alınmıyor. Deprem sonrasındaki eğitim yaralarının hiçbiri sarılmadı. 6 tane hastanemiz yıkıldı, yerine sadece Bölge Hastanesi hizmet veriyor. TOKİ’lerde sorunlar diz boyu. Hanginiz bir gün bu sorunları masaya yatırdınız?

 

 

 

Hadi neyse diyelim ama bari insanınızın ölümlerini engellemeye çalışın. Bu çağda barınma gibi bir sorundan dolayı insanların ölüme sürüklenmeleri, başta bizler için olmak üzere, insanlık ayıbıdır.

 

 

Sizleri, parti ayırımı yapmadan, hizmet konusunda omuz omuza olmaya davet ediyorum. Çünkü artık bu bölgenin insanı da hizmeti hakkediyor!