2014-11-08 15:00:00
İlin futbolu adına, geleceğe dair umutlu bir şeyler yazmak gerçekten de çok zor. Üst üste gelen mağlubiyetlerle dibe demir atan Van BŞB Spor, taraftarlarını tedirgin etmeye devam ediyor…
Hafta içi Dobra Spor programında canlı telefon bağlantısıyla Engin Konca ve Ramazan Kıvanç’la birlikte, hal ve gidiş üzerine umutsuzca birkaç kelam etmeye çalıştık. Benden önce programa bağlanan Kulüp Başkanı, Vatso’nun Van Kahvaltısını Dünya markasına çevirmeye gösterdiği özeni Vanspor için gösteremediğinden yakınıyordu.
Oysa Başkan iki konuyu es geçiyor. Birincisi o şikayet ettiği Nejdet Takva, geçtiğimiz yıllarda ‘‘ takımı tüm şehre mal edeceğim’’ diyerek yola çıkmış ve kulübün Genel Sekreterliğini yürütmüştü. Ancak belediyeden tabiri yerindeyse bir nane olmayacağını anlamış olmalı ki bu görevinden sessiz sedasız ayrılmıştı…
İkinci konu ise; Vanspor’un da bir marka olması gerektiğini söyleyen başkanın zaten bir marka olan Vanspor’un, belediyenin elinde nasıl eriyip gittiğinin farkında bile olmamasıdır. Nitekim yok olup gitmesine rağmen tüm futbolseverlerin Vanspor u hatırlaması ya da Belediye Vanspor u çoğu zaman Vanspor diye tanıması, Vanspor un geçmiş başarılarından dolayı tarihi belleğe sahip takım olmasından kaynaklıdır. Yani belediye spor, bu marka sayesinde hiç taraftar sıkıntısı çekmediği gibi tüm rakiplerinin bilinç altında da o güçlü Vanspor’un, zor deplasman algısının psikolojik üstünlüğüyle tüm maçlara çıkıyor halbuki. Bunun bile kıymeti bilinmiyor, avantajı kullanılamıyor ya neyse…
Kaç defa yazdım bilmem. Artık kendimi tekrarladığımın da farkındayım. Buradan ne kadar söylesek te bazı şeyler hiç değişmiyor. Daha önceki kongrelerden birinde aşağıdaki satırları yazmıştım. Aradan iki yıl geçmesine rağmen hiçbir değişiklik olmamış ve o günkü yazımla bugünkü durum tıpa tıp aynı. Bakın neler yazmışım:
‘‘Büyükşehirle birlikte yeniden atağa kalkacak dinamiklerin, dönemin gereklerini yerine getirerek yönetildiği takdirde kaldığı yerden daha bir ivme kazanarak hızlanması mümkündür.
Bursa- Gaziantep-Kayseri-Denizli-Antalya gibi pek çok kentin son yirmi yıl içerisinde yaşadığı büyük dönüşüm sonrasında futbol kulüpleriyle birlikte pek çok markayı ortaya çıkartmaları, bu kentlerin her alanda atılım yapmalarına olanak sağlamıştır. Futbol da bu alanlardan bir tanesi olarak temsil açısından çok önemli bir araçtır. Öyle ki bir kentin şekillenmesinde ve diğer kentlerle rekabet edebilmesinin yollarından biri de futbol takımından geçmektedir. Süper Ligde takımı olmayan kentlerin gelişmişlik düzeylerine rağmen geride kalması kaçınılmaz bir durum olarak ortaya çıktığı gibi gelişmişlik düzeyi az olup ta futbol takımlarıyla yükselen kentler de söz konusudur.
İlimizin futbol adına yaşadığı gerilemenin arkasında tek bir neden yatmaktadır. Kötü Yönetim! B. Vanspor Kulübünün son beş sezonda onca transfer yapmasına rağmen Süper Lig hasretini dindirememiş olması, kulübün istikrardan ve altyapıdan uzaklaştıkça iyice kötüye gittiğini gözler önüne sermiştir. Buna bir de sürekli değişen teknik direktörleri ve harcanan milyonlarca lirayı eklediğinizde, karşınıza çıkacak olan şey ne yazık ki geleceği ipotek altına alacak olan bir mali tablodur. B.Vanspor un bir şanssızlığı da kulüp ile bütünleşmeyi sağlayamayan bir belediye modeli ile yönetilmek durumunda bırakılmasıdır. Aynı zamanda bu durum, kulübün farkında olmadan siyasallaşma sürecini de hızlandırmıştır. Bunu göremeyen bütün kulüpleri cezalandıran profesyonellik çarkı, ne yazık ki B.Vanspor u da kendisine doğru hızla çekmektedir.
Eğer kongreden profesyonel anlayışta bir yönetim çıkmazsa takımın işi gerçekten çok zor!’’
Diye yazmışım… Sizce iki yıl sonra bugün, değişen bir şey var mı? Taktiri sizlere bırakıyorum.
Her zaman suçlu başkaları oluyor! Takımı siyasi parti gibi yönetmekten gözleri öylesine kör olmuş ki yönettikleri her şey gibi bunu da yüzlerine gözlerine bulaştırdıklarından, utanmasalar o mahvettikleri Vanspor’un adı hatırına, takımını her şeye rağmen terk etmeyen seyirciyi bile suçlayacaklar…
Takım kongreye gidiyor. Mevcut şartlarda kulübün bir anda kabuk değiştirmesini beklemenin çok zor olduğunu kabul etmek gerek. Bu ancak tüm kurumları ve kurullarıyla, herkesin elini taşın altına koyması kaydıyla, özveride bulunduğu bir zihniyetle mümkündür. Geçmişte bunun başarılı örneklerini yaşamıştık. Süper lig geçmişi olan bu kentin, amatöre düştükten sonra ortaya çıkan bu kulübü ayakta tutan, biz futbolseverlerin eski günleri yeniden yakalama ümididir. Ancak bunu bizlere yaşatacak, inandıracak lider yöneticiler bulmak mümkün olmadı olamıyor…
Ne yazık ki yıllardır hiçbir şekilde kendini hesap verme sorumluluğunda görmeyen bir güruhla yönetiliyor bu takım. Sadece takım demeyelim. Onca paranın emeğin, masrafın sarf edildiği bu kulübe para yağdıran Belediye Başkanı da mı bir kere sormaz! Neler oluyor kardeşim burada diye? Yönetim zaafı, bu takımın hep kaderi mi olacak?
Kulüp Başkanı, iftiharla tüm futbolcuların alacaklarının peşinatlarının ödendiğini söylüyor. Zaten Vanspor hiçbir zaman parasızlıktan düşmedi ki yahu! Teknik direktör seçiminde istikrarı sağlayamamış, onca transfere rağmen tek bir isabet kaydetmemiş olan bu yönetim zihniyeti artık kokmuştur.
Bu takım kaybedilirse bir daha böyle bir işe kalkışacak enerji kalır mı kimsede?
Hiç sanmıyorum…
İşte, buradan hep dile getirdiğimiz ve bir türlü tesis edilemeyen birlik beraberlik olgusu da bugünler için lazım.
Bu şehirde yaşayan bunca insanın tek sosyal yaşantısını oluşturan futbol takımının düştüğü yerden kaldırılması, bu kentin en büyük kazanımlardan biri olacaktır.
Fakat benim hiç ümidim yok…