2010-10-06 15:00:00
Sus… Sonsuzluğun baharındaki çocuk dinlesin seni, sus. “Göğe çevir yüzünü namlu,” göğe çevir. “Bomba sus…” |
|
Ülkeme çevir yüzünü ey kardeşlik çığlığı!
Ey özgürlük mavisi, seni çok özledim...
Sus…
Sus, Mayıs’ta kalsın şarkıların dili.
Mayıs ki ince tellidir.
Rüzgar kızıdır Mayıs, sus.
Sus bomba, çocuklarım gülsün.
Süphan gibi ört o mazlum bakışlarımı.
Rüzgarınla sar ateşi, ateş üşümesin…
Sus…
Sus ki Zağros’un en nazlı yüreğinde buluşalım.
Özgürce koklayalım kelebek düşlerini.
Sus ki yanmasın ocaklar…
Cemre düştü dağlarıma, gitme ne olursun!..
Gitme o katliam kokan Geçitli sokaklarına.
Bırak bomba bırak çocuklarımın gülüşlerini,
Patlama ne olursun!..
Sus…
Sana Berfin bahçesi’nden bir tutam “ülke” getirdim, sus.
Bırak barış yeşersin Mezopotamya semalarında.
Menekşe koksun saçları rüzgarın,
ilk yayla çimenleri yeşersin.
Şimdi erken gelen sonbahar, yağmur kokulu.
Sarımsı bir tenhaydı oysa sonbahar gülüşü.
Sonbahar kalleş kokuyor Geçitli bulutlarında.
Oysa ne çok severdi onlar sonbaharı!
Ne çok severdi onlar yağmuru!
Ne çok severdi onlar gökyüzünü!
Ne çok severdi onlar gülmeyi, yaşamayı!
Sabah hep geceydi sanki Geçitli sonbaharında.
Oysa gece hep sabah olmalı!
…Ve sen Mayıs’ın kızı;
Sus(ma)!..
|