2015-12-15 15:00:00
Demirci KAWA’nın Zalim Dehakk’ı öldürüp Kürtler’i kendi özkimliği ile tarih sahnesine çıkarmasından günümüze kadar gelen zaman zarfında Kürt Halkı’nın bağrında iki zararalı çizgi hep olagelmiş ve sinesinde derin yaralar açmıştır.Birlileri bu yaralara merhem olayım derken bu iki zararlı damar hep engel teşkil etmiş,yaraların kabuk bağlamasının önüne geçerek çağlar boyu kanamasına neden olmuştur.
Bu iki tip damarı tarihsel iki Kürt şahsiyet üzerinden somutlaştırmak mümkündür.
Birinci Çizgi MOLLA İDRİS-i BİTLİS-İ çizgisidir:Bitlisi Akkoyunlu Hükümdarı Uzun Hasan’nın sarayında katiptir.Uzun Hasan 1473 yılındaki Otlukbeli Savaşını Osmanlı Hükümdarı Fatihe karşı kaybedince Bitlisi Osmanlı sarayına götürülür ve Osmanlı’nın hizmetine girer.Döneminin önemli bir diplomatıdır ve Osmanlı Sarayın’da ciddi itibar görür.
Safevi Hükümdarı Şah İsmail’in Osmanlı’ya karşı savaş hazırlığı yaptığı haberini alan Yavuz Sultan Selim Kürt Bitlisi’yi Kürdistan’a gönderir.Bölgeye gelen Bitlisi bütün aşiretleri bir araya toplar ve Osmanlı’nın yanında Şah İsmail’e karşı 1514’teki çaldıran savaşı’na sokar ve Yavuz’un Şah’ı mağlup etmesine yardımcı olur…Savaşın Kürtler açısında sonucu şu olmuştur: Savaştan önce aşiret şeflerinin öncülüğünde kısmi bir özerkliğe sahip olan Kürt aşiretleri savaştan sonra tamamen Osmanlı’nın emrine girmiş olur. Kürt Maslahatçılığı,sistemden,devletten nemalanma,makam mevki elde etme yaklaşımı Kürt Halkı’nın içine iyice yerleşmeye başladı.. Kürtler bir halk olma,ortak duygularda bir arada olma vasıflarından uzaklaştı..Binlerce Alevi Kürt’ün katledilmesine seyirci kaldı…
İkinci çizgi YEZDAN ŞER çizgisidir: Sultan İkinci Mahmut Döneminde BOTAN EMİRİ BEDİRHAN BEY Kürler’i kendi özkimliği ile bir araya topladı ve bağımsız bir siyasi çizgi izlemeye başladı.Kendi silah fabrikasını kurdu.Ordusunu kurdu ve kendi adına hutbe okuttu.Devletleşme temelinde ciddi manada ilerleme de katederek osmanlı’ya başkaldırdı.Ne var ki isyanın Cizre Cephesini komuta eden Koynundaki ANAKONDA Amcasının Torunu Yezdan Şér Osmanlı’nın ‘’Seni Cizre Valisi Yapacağız’’ vaadine kanarak savunduğu cepheyi açtı ve Bedirhan Bey’in Osmanlı’ya esir düşmesine neden oldu…
Ne var ki! Bu iki çizginin izdüşümü olan tipler günümüz Kürt toplumu içinde varlıklarını güçlü bir şekilde devam etmektedir.
İdris-i Bitlis-i Çizgisinin günümüz takipçileri; yaşadıkları devletin, sistemin veya siyasi atmosferin rengini alırlar,temel refleksleri bireysel,ailesel ve aşiretsel çıkarlarını garantiye alma refleksidir.İslamcı gözükürler ama İslam’ı söylem düzeyinde yaşarlar.Kürdüz derler ama Kürt Halkı için tırnakları taşa değmemiştir. Devletten ikbal beklerler hep.Bu duyguyla yanıp tutuşurlar. Devletten olabildiğince beslenmek temel gayeleridir.Devleti savunuyoruz derken asıl savundukları kendi koltukları ve çıkarlarıdır. Devlete bir yönelim olacağı zaman ilk yapacakları şey canlarını koltuklarına ve mallarına siper etmek olacaktır.Çünkü kendi halklarına karşı dürüst olmadıkları gibi devlete karşı da dürüst değildirler. Entellüektel manada sıkştıkları zaman ümmet kavramına yapışırlar.Ancak burada da çıkmaz yaşıyorlar. KEŞMİR,BOSNA,ÇEÇENİSTAN ve FİLİSTİN için yıllarca ağladılar ama kimyasal silah saldırısına maruz bırakılan HALEPÇE’yi,uçaklarla bombalanan ROBOSKİ’yi görmezden geldiler. Hatta neredeyse olaydan Halepçe ve Roboski Halkını surumlu tutacaklardı.Kürt kime karşı kimlik,kültür ve hak hukuk mücadelesi yürütse sopasını veya kalemini kaptığı gibi Kürd’ü dövenin yanında sopasavar veya kalemşöre dönüşürler. Menfaatine dokunmazsan kuzu gibidirler.
Yezdan Şér çizgisinin günümüzdeki müntesipleri ise Kürt Toplumunun koynundaki ANAKONDALARDIR.Çok tehlikelidirler.Darbeleri çok ölümcüldür çünkü içeriden ve olabidiğince yakından vururlar.Darbelerinin boşa gitme ihtimali zayıftır çünkü sinsi planlar dahilinde hareket ederler.Çok sabırlıdırlar. Vuracakları darbe için en uygun zamanı beklerler.Devletin içindeki İttihatçılarla ilişki içindedirler.. Kürt Toplumu’nun kılcal damarlarında yaşarlar.Kürt hak mücadelesi noktasında kimseye söz bırakmaz hep kendi konuşur.Ajitasyon yönleri çok güçlü olup legal Kürt siyasetinin etrafında ayrılmazlar.Nerede bir Kürt partileşmesi,dernekleşmesi varsa oradadırlar.Her taşın altından çıkarlar.İstediklerini rezil,istediklerini vezir yapma kabilyetine ulaşmışlar…En büyük korkuları halkın karar alma süreçlerine dahil olmasıdır…Bu korkularından dolayı halkın karar alma mekanizmalarına girmemesi için kendi çaplarında önlem alma eğilimindedirler.Kökleri çok derinlerde olup,pirincin içindeki beyaz taş formundadırlar bu nedenle ayırdedilebilmeleri çok zordur.
Kürt toplumu ne çekmişse içindeki Yezdan Şérler’den çekmiştir.Felç edici darbeleri bunlardan yemiştir.Demokrasi mücadelesi ağır aksak ilerliyorsa sorumlusu bunlardır.Bunlar görünürde Kürttürler,partilidirler,yurtsever ve demokrattırlar…Ama işin aslı o değildir. Gizli ajandalarında ne yazıyorsa ilk fırsatta onu yürürlüğe koyarlar…Demokrasi mücadelesi veren halkımız içindeki Yezdan Şérler’e karşı önlem almadan yola devam etmede tereddüt etmelidir.
Topraklarımıza barışın uğraması pahallıya mal oluyorsa, sorumlusu Yezdan Şér çizgisnin müntesipleri dir.
Selam ve dua ile…