2010-12-10 15:00:00
Deplasmanda 4. hafta kazanılan Pendikspor maçından bu yana, gerek alınan sonuçlar ve gerekse takımın oynadığı futbola yansıyan olumsuzluklar bizleri bu soruyu sormaya itti.
Tribünlerden görünen manzara aynen şöyle; Bir türlü sağlanamayan takım içi arkadaşlık duygusu, idareci, teknik kadro ve basın arasındaki zayıf diyaloglar ve hepsinden önemlisi olanı biteni sessizce izleyen bir kent.
Bu şehrin ve takımın üzerine adeta ölü toprağı serpilmiş. Ne bir heyecan, ne de bir hedef kalmış. Her defasında yinelediğimiz kenetlenme çağrısı ise hiçbir karşılık bulmuyor. Kimsenin umurunda değil. İşte bütün sorun da bu noktada başlıyor.
Yönetim ve Teknik ekip, taraftarı sezonun başında ilk hedef olarak şampiyonluk, en kötü ihtimalle ilk beşe motive etti ya da inandırdı. Hedefi olan her takımın seyircisinin duymayı istediği tipik vaatlerdi bunlar. Bu vaatlerin içinin dolması elbette alınacak sonuçlarla doğru orantılı olacaktı. 16. hafta itibariyle söz konusu hedeflere yönelik tatmin edici ve istikrarlı sonuçlar henüz ortaya konulamadı. Büyük hedef koyarsan, büyük beklenti yaratırsın…
Umudumuz sürüyor. Kaybedilmiş hiçbir şey yok aslında. Yeter ki bu umudumuzu sürdürecek bir ışık görelim. Eğer, takımda söz konusu hedeflere inanmayan varsa takımla ilişkisi kesilmelidir. Ya da tersinden bakalım; bu hedefi futbolcuya inandıramıyorsa teknik ekip veya yönetim o zaman aynayı kendine tutmalıdır. Diğer yandan taraftar olarak inanmayan varsa, bunca gürültüye zaten gerek yok. Bu durumda demek ki kümede kalmak bile büyük başarı sayılacaktır. Eğer inanıyorsa zaten sonuna kadar destek olur, takımına sahip çıkar.
Takımda parasal sıkıntının olmadığı söyleniyor. Ne kadar doğrudur bilemiyoruz ama futbolda her şey para değildir. Örnekleri herkesin malumudur. Çok para futbolun olmazsa olmazıdır, fakat bundan önce inanç gerek, ruh gerek. Futbolda, ‘‘İyi bir hava yakalamak’’ diye bir deyim vardır. İşte bu deyim tamda bunun için söylenmiştir. Başından beri eksik olan da budur. Rıdvan Dilmen’in başarılı olduğu sezonda ya da Enver Katip’in takımı 1. lige çıkardığı sezonda ortaya konan futbol, her zaman iç açıcı olmamışsa da yakalan hava sayesinde artı bir motivasyonla maçlar hep lehte sonuçlanmıştır. İhtimal midir ki, böyle bir hava olsa şimdiki takımda, bu stada gelen Şanlıurfa, Kocaeli, Sakarya, Telekom takımları Van’dan puan çıkarabilsin?
Takıma cesaretli futbol oynatıp asla mücadeleyi bırakmamayı sağlaması, bir teknik adamın sonuç alması ve seyircisini tatmin etmesi demektir. Bu sezon en güzel örneğine deplasmanda oynanan Pendikspor maçında şahit olduk; bu maçta ortaya konulan baskın futbol ve asla yetinilmeyen skor avantajı bir anda maçı 4-1 e getirmişti, ta ki geriye yaslanıp bitiş düdüğünü bekleyene dek. Bu andan itibaren cesaretlenen Pendikspor maçı 4-3’e getirmeyi başarmıştı. Futbol asla gafleti affetmiyor. Tokat, Eyüp, Kocaeli maçları biraz daha ileri gidelim Adana maçı bunun tipik örnekleriyle dolu. Önce maçı rölantide götürme düşüncesi, sonlara doğru yada golü yedikten sonra da maçı kurtarma taktiği… Ondan sonrada Eyüp maçında 90+1 yıkılır, Kocaeli maçında verilmeyen penaltıya takılır, bir bakarsın lig bitmiş halen hakemi, kaçan golü, verilmeyen penaltıyı suçlayıp durmuşuz. Maalesef bu hastalıklı oyun kurgusu her defasında boşu boşuna kaybedilen puanlarla, saç baş yolduran sonuçlarla bitti. Hiçbir zaman maçı bu duruma getirmeyeceksin. Futbolcuyu öyle bir motive edeceksin ki adeta çimleri sökecek. Hoş bunda seyirciye de çok iş düşüyor. Gol atan futbolcuyu alkışlarken aynı futbolcuyu başka bir pozisyonda galiz küfürlerle bitirmeyeceksin.
''Tabi bunları dışarıdan söylemek kolay, acaba içeride neler oluyor? Sorun ne? Bu sene evimizde oynadığımız 8 maçta 3 beraberlik 1 mağlubiyet almamız pek alışık olduğumuz bir durum değil. Vanspor’un eskiden en büyük kozu evindeki maçlardı. Evinde aslan diye konuşulurdu, en korkulu deplasman sayılırdı. Bu unvanımız artık kaybetmeye yüz tuttu. Bizi endişelendirende budur. İddialı takım önce kendi sahasında kazanmayı bilecek. Kendi evinde göze hitap eden futbol oynayacak ve böylece seyircisini her hafta stada çekip havaya sokacak. Olması gereken budur. Acaba bu sorunu yönetim, teknik heyet ve futbolcular bir araya gelip konuşuyorlar mı? Problemi ortaya koyup, yapılması gerekenleri sıralıyor mu? Evet! Cevap bekliyoruz, sorun ne? ''