2016-05-11 15:00:00
Kentimizdeki elektrik sorunu artık çığırından çıktı.
Tam bir rezalet… Hangi taraftan baksanız, izah edilebilir hiçbir ayrıntısı yok.
Ama bu rezaletten daha büyük bir rezalet daha var: Kimsenin durumu konuşmuyor, gündeme getirmiyor, çözüm aramıyor olması.
Arkadaş bu memlekette yürekli iki insan kalmadı mı ya?
Sorunlarımızı dile getirebilecek, bu rezalete dur diyebilecek bir tane yürekli insan…
Bir bakın bakalım, dünyanın en ilkel kabilelerinde bile bu kadar elektrik rezaleti yaşanıyor mu? Üçüncü dünya ülkelerine bile giremeyen ülkelerin bu kadar rezil bire enerji sistemleri var mı?
Günde kentin her tarafında en az 3-4 kez elektrikler kesiliyor. Mahalle trafolarının birçoğunda ateş kıvılcımları çıkıyor. Bazılarında ürkütücü sesler yükseliyor. Trafolar, her an patlayacakmış gibi böğürüyor. Birçok yerde kopmuş elektrik telleri uluorta duruyor.
Velhasıl hayatı tehdit eden onlarca “ölüm tehlikesi” var.
Ama gören yok, gösteren yok, duyan yok, duyuran yok.
Arkadaş bir büyükşehiriz. Yarın öbür gün çok katlı otoparklarımız açılacak, elektrik raylı sistemleriyle çalışan ulaşım sistemimiz olacak, yüksek enerji gerektiren asansörlerimiz olacak…Hatta ve hatta metromuz bile açılacak.
Heeyy, gulé were gowendé!
Nemıre keo bihare!
2011 Ekim depreminden sonra da en çok gündeme gelen konulardan biriydi. Ev ve işyerlerine gönderilen yüklü faturalar, Van insanının tepkisine neden olmuştu ama diğer sorunlar gibi bu sorun da unutuldu.
Keşke elektrik sorunu bu kadar olsaydı!
Aradan yıllar geçmesine rağmen yaralar sarılmadı.
Sarılmış gibi gösterilen yaralar da ayrıca yaralıyor.
Hadi yaraların sarılmamasına alıştık diyelim ama elektrik dağıtım merkezlerinin çok yakınlarında bir kent olmamıza rağmen, bu kesintiler neden yoğunlaştı?
Zaten yaralı olan esnaf, elektrik kesintilerinden dolayı iş yapamaz duruma geldi. Birçok ailenin ve işyerinin elektrik ve elektronik eşyaları yandı. Sanayi sektöründe aksaklıklar yaşanıyor.
Elektrik kesintilerinde VEDAŞ’ı aradığımızda, her defasında arızaların olduğu söyleniyor. İyi de bu meretin her tarafı da mı arızalı? Bu arızalar ne zaman bitecek?
Tam 5 yıldır bu arızalar giderilmedi mi?
Bu koca ülke, bu koca şirket, yurttaşlarına elektrik hizmeti veremiyorsa, ne verebilir?
Ey VEDAŞ yetkilileri, bir çıkın sokaklara, insanların içine bir çıkın.
İnsanların öfkesini bir görün!
İnşaat alanlarının yakınlarından geçtiğinizde, yere düşen teller görürsünüz. Tellerde elektrik akımı olmasa da o teller elektrik direklerine bağlı. O tellerin orada ne işi var?
Artık en ilkel kentlerde bile iletişim ve aydınlanma telleri yer altından çekiliyor. Hemen her gün saatlerce arıza yaşanacağına, birkaç ay hiç elektrik vermeyin, o telleri yeraltından çekin.
Sadece bu da değil. VEDAŞ bir çok kurumla antlaşma yapmış. Anlaşma yaptığı kurumlara bir gidin bakın, isterseniz. Günlerce gidin alacağınız yanıt şu olacaktır: Sistem yok.
Evet zaten bütün mesele sistemde ya da sistemlerde. Bizler çok alıştık bu “sistem yok”laflarına. Kurumların 50 tanesini dolaşın, işlem yapmak istediğinizi söyleyin. En az 30’unda aynı şeyle karşılaşırsınız: “Sistem yok.”
Doğru…
Sistem yok!
Eğitim sistemimize bakın, göreceğiniz şey aynı: Sitem yok. Adalet sistemimize bakın aynı şeyi göreceksiniz: Sistem yok. Sağlık sistemine bakıyorsunuz aynı şey: Sistem yok.
Ne diyelim?
Artık sistem olsun. Bu kent ve bu ülke “sistem”i çoktan hak etti.
Başta VEDAŞ’ın olmak üzere, sistemlerin çalışacağı günleri özlemle bekliyoruz. Çünkü biz kent olarak artık “aydınlanmak” istiyoruz.
