2016-07-01 15:00:00
Avrupa Birliğine uyum süreci nedeniyle ülkemizde de önemli bir rol almaya başlayan iş sağlığı ve güvenliği politikası maalesef durduğu yerden patinaj çekmektedir. Çünkü iş sağlığı ve güvenliğinin gelişimi için önemli bir role sahip olan ve devletinde bu amaç için yetki verdiği Ortak Sağlık ve Güvenlik Birimleri (OSGB) tamamıyla ticarethaneye dönüşmüş durumdadır.
Belli bir sermaye harcanarak açılan bu birimlerin elbette kar yapması gereklidir. Fakat her üretim ve hizmet sektöründe olduğu gibi ticari ahlak, insan ve emeğe saygı gerekmez mi? Ortak Sağlık ve Güvenlik Birimleri kar etmeli fakat üstendiği rolün bilincine vararak her yıl 1600 çalışanın ölümünü nasıl engellemeliyiz diye düşünmelidir.
Diğer taraftan maaşını OSGB firmasından veya işverenden alan İş Güvenliği Uzmanları ile İşyeri Hekimlerinin görevlerini ne kadar icra ettikleri ise tartışılır. Çünkü maaş aldığı bir işverene karşı yaptırım gücü kullanması etik bir davranış olamaz. Bu konuda sıkıntı yaşayan İş Güvenliği Uzmanı ile İşyeri Hekiminin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına müracaat (ihbar diyelim.) hakkı vardır. Fakat teftişe gelen iş müfettişlerinin raporu sonucunda işveren tarafından bazen İş Güvenliği Uzmanı ile İşyeri Hekiminin işine son verilmektedir.
Ölümlü kaza sayısının önceki yıllara göre değişmediği bir iş güvenliği politikasında bir şeylerin ters gittiği çok açıktır. Bu nedenle yazının başında da belirtiğim gibi Türkiye’de iş sağlığı ve güvenliğinin bir yere gittiği yoktur.
