2016-10-20 15:00:00
Sahip olduğu ve sergilediği eserler bakımında Türkiye’de oldukça önemli bir yere sahip olan Van Müzesi’ni anlatmadan önce, müzelerin hayatımızdaki önemine kısaca değinmek istiyorum.
Müze; sanat, bilim, tarih, kültürle ilgili eserlerin halka gösterilmek için toplanıp sergilendiği yerlerdir. Müzeler bize, geçmiş yıllarda insanların düşünüş, inanç, yaşayış ve yetenekleri hakkında hem günümüz hem de geleceği aydınlatmak amacını taşıyan kurumlardır.
Ait olduğu dönemin izlerini, kültürünü, yaşam tarzını yansıtan tarihi eserler bakımından önemli bir yere sahip olan Van müzesi de Özellikle Urartu koleksiyonu açısından dünyanın en zengin müzesi konumundadır. Bunun yanı sıra Neolitik, Kalkolitik, Tunç Çağları, Erken Demir Çağı, İskit, Roma, Bizans, Fenike, Osmanlı ve Cumhuriyet Dönemi Eserlerini sergilemesi bakımından da son derece önemlidir.
Gerek yerli gerek yabancı turistlerin en çok uğramak istedikleri yerlerden biri olan Van Müzesi, ne yazık ki 23 Ekim 2011 tarihinde meydana gelen depremle birlikte ağır hasar görmesi nedeniyle kapanmış ve halen açılmamıştır.
Kapandığı günden bugüne yeni yerinde yani Van Kalesine yakın bir yerde açılması planlanan van müzesi, her ne hikmetse bir türlü açılamamaktadır. Bununla ilgili her yıl bir sonraki yıl için plan yapılmakta ancak sonuç sadece planlamakla kalmaktadır.
Herkesin sabırsızlıkla açılmasını beklediği ve van kenti için son derece önemli olan müzenin artık açılması için yetkililerin süreci hızlandırıp ve biran önce ziyaretçiye açmaları gerekmektedir. 6 yıla yakın bir süreçte Müze gibi önemli kurumun kapalı olması Van kenti için utanç verici bir durumdur. Bu konuda akıllara gelen; “Van Müzesi” müzelik mi oldu? Sorusu bir yanıta kavuşturulmalıdır.