2019-02-10 15:00:00
Belki yazmaktan utandığım, dile getirmekte sıkıldığım bir konu oldu ama ısrarla vazgeçmeyeceğim, vazgeçmeyeceğiz…
Konu yine çevre kirliliği.
Çevre kirliliği denildiğinde elbette pek çok alanda farklı boyutlarda kirlilik söz konusu olabiliyor. Bunlar; Hava kirliliği, gürültü kirliliği, toprak kirliliği, görüntü kirliliği, su kirliliği ve ışık kirliliği gibi farklı alanlardaki kirlilik boyutları mevcut. Ancak bu yazıda özellikle çevre kirliliği bazında temizlenemeyen sokak ve caddeler ile birlikte başarılamayan peyzaj çalışmaları sorununu dile getirmeye çalıştım.
Van’ın coğrafi ve doğal güzelliğini neredeyse bilmeyen yoktur. Ancak gün geçtikçe gelişen bir şehir olmasına rağmen çevresel problemlerin çözülmesi noktasında hiçbir gelişme gösterememiştir. Bu konu da biz toplum olarak her ne kadar suçlu konumdaysak, yöneticiler de bir o kadar eksik durumdadır.
Birçok belediye gelip geçti, herkes kendi imkânları çerçevesinde bir şeyler yapmaya çalıştı ve çalışıyor. Van’da bir hayli yeni proje de hayata geçirildi. Ancak Van’ı görünürde güzel kılmak için yapılan bilinçsizce faaliyetler ne yazık ki hüsranla sonuçlandı. Özellikle kentin vitrini durumunda olan ana caddelerde yapılan peyzaj çalışmaları korkunç durumdadır. Refüjlerde yapılan saksı ve çiçeklendirme çabaları, üzülerek belirtmeliyim ki kenti son derece çirkin bir görüntüye sokmuştur. özellikle Her defasında üzerinde durduğum Merkez- kampüs yolunun boylu boyunca olabildiğince kirli, düzensiz ve çirkin bir görüntüye sahip olduğunu yazmama ve gerekli yerlere söylememe rağmen hala mevcut durumunu korumaktadır. Çünkü “mış” gibi yapılmaya çalışılan hiçbir faaliyetin arkasında sürdürebilirlik kaygısı yok, yani atılan her adım kısa vadeli düşünülmektedir.
Belediye yöneticileri sadece peyzaj noktasında değil, yapılan ana cadde ve sokak temizliği konusunda da sınıfta kalmışlardır. Her inşaatın, arkasında bıraktığı kırık- dökük ve çamurlar içindeki sokakların, köy görüntüsünden farkı kalmamıştır.
Caddelerin ve sokakların kirliliği, düzensizliği bu denli büyük boyutlara ulaşmışken, bu durumu görmezden gelmek ve hiçbir şey olmamış gibi devam etmek, sorgulanması gereken bir problem doğrusu. Van’ın bu vaziyeti belediye ve diğer yetkili kurum yöneticilerinin
gözüne batmıyor ya da rahatsız etmiyorsa hala gerçek anlamda önlem alma durumu ortada yok anlamı taşımaktadır.
Tabi ki bu problem sadece yetkililerin ve çevresine saygılı insanların tek başına başarabileceği bir şey değil. Çevre eğitimi konusunda kenti yöneten idarecilere de önemli görevler düşmektedir. Yöneticiler, çevre bilincine sahip bireylerden oluşmalı ve idare ettiği kurumda kararlar alınırken, mutlaka çevresel faktörlere göre çalışmalar yürütülmelidir.
Son olarak, inançla yapılan hiçbir eylem, sizi yüz üstü bırakmayacaktır. O zaman yerel seçimlerin yaklaştığı bir süreçte, adayların özellikle bu konuda kolları ciddi anlamda sıvaması gerekir!