2019-10-02 15:00:00
İlk çağların Mimar, Mühendis Kralı Menua, Kraliçesi Tariria’ya Ferhat gibi dağları delecek kadar âşıktı. Büyük Urartu Kralı Menua, eşine yaptırdığı asma bahçesine, 50 km öteden su getirmek üzere bundan yaklaşık 2800 yıl önce, dönemin en görkemli mimari projesine imza atarak Şamran kanalını inşa ettirmişti. Tam bir mühendislik ve mimarlık harikası olarak gösterilen bu kanal, zamanının ötesinde bir dehayla inşa edilmiştir. Öyle ki Menua (Şamran) kanalının, Gürpınar ilçesi Başet dağlarının batı eteklerinden başlayan çıkış noktasının yüksekliği 1760 metre iken, kanalın sonlandığı yerin yüksekliği ise 1700 metre. Dahası kanalın en az 20 km’yi aşkın kısmı ise geçit vermez kayalardan oluşuyor. Böyle yerlerde kayalar oyularak veya kemerlerle tüm zemin aynı seviyeye getirilip, adeta santim santim hesaplanmış...
Kral İşpiuni’nin oğlu Kral Menua bu kanalı inşa ederken çekilen büyük zahmetler ve verilen büyük çabalardan olsa gerek, kanalın birçok yerine çivi yazısıyla kazıttığı kitabelerde büyük beddualar etmiş… Kral Menua derki, ‘‘kim bu yazıyı silerse, kim onu tahrip ederse, kim bunu görürse, kim başkasına; Bu kanalı ben açtım derse. O, Tanrı Haldi, Tanrı Teişiba, Tanrı Şivini ve bütün tanrılar tarafından mahvedilsin, güneş ışığından yoksun edilsin…’’
Urartu Kralı Menua, günümüzde yaşıyor olsaydı sanırım çok ünlü bir Botanikçi de olurdu. Zira Taş oymacılığının, gümüşçülüğün yanı sıra şarapçılığı da meşhur olan Urartuların bu ünü, Kral Menua’nın meraklı olduğu üzüm bitkisinden geliyor. Bugünkü endemik Erciş üzümünün sahibi kim sanıyorsunuz. Kral Menua’nın 2800 yıl önce ıslah ettiği ve Ermeniler tarafından Erciş’ten Fransa’ya götürülen bu endemik Erciş üzümü, dünyanın en ünlü şaraplarının yapıldığı Lyon’da bulunan üzüm bağlarının kökenini oluşturduğu bilimsel araştırmalarla ortaya konmuştur. Kral Menua, Erciş’te Zernaki tepesinden Haydarbey mahallesine kadar inşa ettirdiği Erciş üzümü bahçelerinde bulunan taşlar üzerine çivi yazısıyla yazdırdığı kitabede, üzüm bağlarını talan edenlere de beddua etmişti. Van Yüzüncü Yıl Üniversitesinde bulunan belgelerde ‘’Menua, İşpiuni oğlu Tanrı Haldi için bu asma üzüm bağlarını diktirdi. Her kim ki, bu asmalara zarar verse Tanrı Haldi, Tanrı Teişiba, Tanrı Şivini ve bütün tanrılar onu güneş altında kavursun’’ şeklinde ibareler bulunuyor.
Kral Menua’nın Edremit Kadembas mevkiinde, eşi Kraliçe Tariria’ya yaptırdığı teraslar halindeki bağlar, tıpkı Asur Kraliçesi Semiramis’in ünlü Babil asma bahçelerine benzetiliyordu. Semiramis, halk dilinde söylene söylene bugün Şamran adını almıştır. Bu yüzden asıl adı Menua kanalı olan bu kanal günümüzde Şamran kanalı olarak anılmakta. Kral Menua’nın döneminde barajlar, göletler ve su yollarıyla böylesine yüksek uygarlık seviyesine gelmiş bir krallığın inşa ettiği bu yapılardan, bugün bile DSİ sulamada istifade ediyor, elektrik kurumu üzerine HES’ler kurarak elektrik üretiyor. 2000 hektarlık bir alanı sulayan bir sistemden bahsediyoruz… Gürpınar Yukarı Kaymaz (Mijingir ) köyünden çıkarak, Engil çayının üzerinden Van ovasına ulaştırılan su, Aşağı kaymaz, Çiçekli ve Edremit’in doğal eğimini temel alarak üzüm bağlarına ulaştırılmış. Urartu Kralı Menua tarafından o dönemde inşa ettirilen bu kanal varken dünyanın geri kalanında, suyu nakletmek için bu uzunlukta böyle bir su yolu yoktu. Üstelik birinci derecede bir deprem kuşağı üzerinde inşa edilmesine rağmen günümüze ulaşacak kadar doğal afetlere dayanıklı…
Gelgelelim beni asıl heyecanlandıran, geçen hafta gazetemizde de duyurduğumuz proje. Edremit Belediye Başkanı İsmail Say, tarihi kanalın geçtiği yol güzergâhının turizme kazandırılması için Urartu Gelişim Koridoru projesi hazırladıklarını söyleyince beni bir sevinç aldı. Edremit’i sahilden değil de şimdiki TOKİ ile eski Edremit arasında yürüme imkânı bulursanız, göle nazır gezerken birdenbire Şamran kanalı size sürpriz yapar. O kadar keyif verir ve şaşırtır ki bu karşılaşma, bir anda tarihte yürüyüşe götürür zaten. Başkan Say’ın, Edremit ilçesinden geçen 18 kilometrelik Şamran hattı için planladığı yürüyüş yolları, park, kamp ve dinlenme yerleri gibi parkurlar, aynı zamanda bisikletle de
gidebilecek yollar oluşturma düşüncesi, bence vakit geçirmeden programa alınmalı. Urartu gibi dev bir krallığın esamesi okunmadığı şehirde o 3 bin yıllık tarihi yaşatacak ve turizme katkı sağlayacak bu projeyi sonuna kadar destekliyorum ve takipçisi olacağım. Ayrıca projede kanalın inşasını gösteren görseller, belki maketlerle yapılacak canlandırmalar ve bir de Kadembas Mevkiinde kurulacak temsili bir asma bahçesiyle zenginleştirilirse Van harika bir turistik destinasyon daha kazanmış olur. Bu proje hayata geçerse birçok yerde tahrip edilen, çöp hendeği haline getirilen Şamran kurtulmuş olur. Eminim bugünleri görseydi Kral Menua, bu projeyi yapıp eserlerini ihya eden kişilere bu defa beddua değil dua kitabeleri hazırlatırdı...