2024-02-20 00:42:54 | Son Güncelleme : 2024-12-26 01:20:46
Erciş'te, Kürt Yazarlar Derneği (Komeleya Wêjekarên Kûrd) tarafından düzenlenen bir panel, 21 Şubat Dünya Ana Dil Günü vesilesiyle Kürt edebiyatı ve dili üzerine odaklandı. Panel, Kürt edebiyatının önemi ve Kürtçe'nin zenginliğine dikkat çekmek amacıyla gerçekleştirildi.
Ajans65.com'un haberine göre; Etkinlik, Van'ın Erciş ilçesinde ARSİSA binasında düzenlendi ve Kürt edebiyatçı Romina Aso'nun moderatörlüğünde gerçekleşti. Panele, yazarlar Mahmut Çelebi, Muhtillah Dağ ve Salih Serhedî konuşmacı olarak katıldı. Etkinliğe, bölgedeki sivil toplum kuruluşu temsilcileri, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eşbaşkanları, DEM Parti Erciş Belediyesi Eşbaşkan adayları ve çok sayıda yurttaş katılım gösterdi.
'KÜRTÇE KONUŞMAK ŞEREFTİR'
Etkinlikte, Kürt dilinin zenginliği ve bu dille ilgili yaşanan asimilasyon politikalarına dikkat çekildi. Açılış konuşmasında Romina Aso, Kürt dili üzerinde tarih boyunca gelişen asimilasyon politikalarına işaret etti ve "Kürt dilini konuşmak bir şereftir aynı zamanda cesarettir. İmkanlar oldukça Kürtçe dili konuşulmalıdır" ifadelerini kullandı. Aso, Kürt halkının asimilasyona karşı direnişini vurgulayarak, Kürtçe'nin yaşatılması ve teknolojik alanlarda Kürtçe etkinliklerin artırılması gerektiğini belirtti. Panelin ilerleyen bölümlerinde Aso, katılımcılardan Kürt edebiyatı ve dilinin tarihsel zenginliği hakkında sorular yöneltti.
'KÜRT DİLİ ZENGİN BİR DİLDİR'
Erciş'teki panelde, Kürt Yazar Muhtullah Dağ, Kürt dilinin tarihine ve zenginliğine dikkat çekti. Dağ, konuşmasında Kürtlerin tarih boyunca farklı alfabeler kullandıklarını belirterek, "Kürtler çeşitli alfabeler kullanmışlardır; bunlar arasında Çivi Yazısı, Avesta, Arami, Pehlevi, Masi Sorati ve Latin alfabeleri yer almaktadır. Günümüzde ise Kürt Latin alfabesi, Kuzey ve Güneybatı Kürtleri arasında yaygın olarak kullanılmakta ve 1932 yılında Celadet Bedirxan tarafından geliştirilmiştir" ifadelerini kullandı.
'ZAZAKİ TERİM KABUL EDİLMEMELİDİR'
Dağ, Zazaki dilinin de Kürtçe dil ailesine ait olduğuna ve bu dilin Dimilkî olarak adlandırılması gerektiğine işaret etti. Ayrıca, diğer tanımlamaların kabul edilmemesi gerektiğini vurguladı. Kürt dilinin tarihine ilişkin daha fazla bilgi veren Dağ, "İlk olarak 11 alfabe ile başlamıştır. Günümüzde Kafkasya ve Sovyet Kürtleri hala Kiril alfabesini, Ortadoğu Kürtleri Arap alfabesini, Batı Kürtleri ise Latin alfabesini kullanmaktadır. Bizler daha önce kendi aramızda yaptığımız tartışmalarda Kürt dilinin Latin alfabesiyle konuşulması gerektiğini tartıştık. Konuştuğumuz alfabelerde hala eksiklikler var. Şu anda 31 harf kullanıyoruz, ancak bu da eksikliklere yol açıyor" dedi.
Dağ, Kürt alfabelerine dair örnekler sunarak, dilin ses ve anlam karmaşıklığına dikkat çekti: "Örneğin Kürtçede 'Par' diyoruz ve bu kelime iki farklı anlam taşıyabilir. Ancak bu anlamların doğru anlaşılabilmesi için harflerin seslerini de doğru anlamak
'KÜRT EDEBİYATI İLE SANATI BİR BİRİNE SIKI BİR ŞEKİLDE BAĞLIDIR'
Salih Serhedi, Erciş'teki panelde Kürt edebiyatı üzerine önemli bilgiler paylaştı. Serhedi, Kürt edebiyatının Kürt sanatının temeli olduğunu ve Kürt edebiyatı ile sanatının birbiriyle sıkı bir bağlantısı olduğunu vurguladı. Bu bağlamda edebiyat ve toplum ilişkisine değinen Serhedi, "Edebiyat toplumun beynidir, çeşitleri vardır; sözlü ve yazılı. Sözlü olanını Dengbêjlik ile örneklendirebiliriz. Dengbêjlik, Kürt tarihinde ve kültüründe önemli bir yer tutar. Kürtler, tarih boyunca acılarını, tarihlerini ve toplumsal gerçeklerini Dengbêjlik aracılığıyla günümüze taşımıştır. Bu ezgilerde tarihsel direnişler ve tarihsel gerçeklikler yer almaktadır. Kürtlerin yazılı bir tarihi olmadığı gibi, bu tarihi Dengbêjlik aracılığıyla günümüze taşımışlardır. Örneğin, aşık olan iki genç, aşklarını Dengbêjlik aracılığıyla ifade eder. Toplumsal barış da Dengbêjlik örnekleriyle anlatılmış ve tarihsel uzlaşmalar sağlanmıştır" dedi.
'HER İNSAN KENDİ HİKAYESİNİ ANLATAMAZ'
Serhedi, hikaye anlatıcılığının önemini vurgulayarak, "Her insan hikaye anlatamaz; bu kendi başına bir yetenektir. Hikaye anlatıcıları, sürecin ruhuna göre hikayelerini şekillendirir. Hikayeler çocuklar için de söylenir. Köylerde ve bazı bölgelerde hala hikayeler anlatılır. Örneğin, Evdalê Zeynikê, Memê Alan, Edule ve Zembil Froş hikayeleri, bu destanlar aracılığıyla günümüze ulaşmıştır. Bölgemizde Heso û Nazê’nin öyküsü de bilinir ve bu aşk hikayesi halen ezgiler aracılığıyla anlatılmaktadır" diye ekledi. Serhedi ayrıca, Kürt edebiyatının tarihine değinerek, "Kürt edebiyatı Abdulsamet Babek tarafından hayata tanıtılmıştır. En büyük kütüphane Bağdat'ta bulunmaktadır. Ali Hariri 11. yüzyılda yaşamıştır. Melayê Batê, Kürt mevlidinin yazarıdır ve Zembil Froş, Melayê Batê'nin eseridir. Feqîyê Teyran, önemli bir Kürt edebiyatçısıdır. Ahmedê Xanê ise Kürt Edebiyatının şahı ve Kürt filozofu olarak bilinir" ifadelerini kullandı.
'HER GÜN BİR DİL YOK OLUYOR'
Mahmut Çelebi, panelde 21 Şubat Dünya Anadil Günü'nü kutlayarak konuşmasına başladı. Çelebi, bu özel günün önemine ve tarihsel sürecine değinerek, dünyadaki dil çeşitliliğine ve dil kayıplarına dikkat çekti. "Her gün bir dil yok oluyor, belki de bu konuşma sürecinde bir dil daha öldü" diyerek konuşmasına devam eden Çelebi, dünyada 208 devlet olduğunu ve bu devletlerin büyük bir kısmının birden fazla resmi dile sahip olduğunu belirtti. Çelebi, "Örneğin, Çin'de 51 dil, Hindistan'da 34 dil, Filipinler'de 17 dil resmi dildir. Bu devletler, dillerin asimile olmaması için çaba sarf ediyorlar. Ne yazık ki, yaşadığımız devlette Kürt dilinin yok olması için her türlü asimilasyon politikası devreye sokuluyor" ifadelerini kullandı.
'KÜRT DİLİ DÜNYANIN EN ZENGİN DİLLERİNDEN BİRİ'
Kürt dilinin zenginliğine ve önemine vurgu yapan Çelebi, "Bir dergide yer alan sıralamaya göre, Kürt dili zenginliğiyle 31'inci sırada yer alıyor. Devletsiz bir halk olan Kürtlerin dili, en ağır asimilasyon politikaları ile yok edilmeye çalışılıyor. Hâlâ insanlarımız kendi ana dillerini konuşmaktan korkuyor" dedi. Çelebi, Vikipedi'nin dillerin zenginliğine yönelik çalışmasına atıfta bulunarak, Kürt dilinin bu sıralamada 8'inci sırada yer aldığını belirtti.
'BİR DİLİN ÖLMESİ BİR YAŞAMIN YOK OLMASIYLA EŞDEĞERDİR'
Asimilasyon politikalarına ve bunun etkilerine değinen Çelebi, "Bir dilin ölmesi, bir doğanın yok olması gibidir. Bir dil bir can gibidir; sahip çıkarsanız yaşar, sahip çıkmazsanız ölür. Şimdi, dilimizin hangi aşamada olduğunu görmemiz gerekiyor. Bir yandan sistem dilimizi bitirirken, diğer yandan kendi kendimize de dilimizi yok ediyoruz" diyerek, tarihte ve günümüzde yaşanan asimilasyon politikalarına örnekler verdi. Çelebi, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerinde yatılı okullarda yapılan asimilasyon çalışmalarından ve mecliste Kürt vekillerin Kürtçe konuşmalarının 'bilinmeyen dil' olarak kaydedilmesinden bahsetti. Ayrıca, taşımalı eğitim sistemi ve anaokullarında Türkçe eğitim ile Kürt çocuklarının asimile edilmesine dikkat çekti.
Anne ve babalara seslenen Çelebi, "Bir milleti millet yapan ana dilidir. Bu dil yok olursa, toplum da yok olur" diyerek sözlerini tamamladı.
Bu habere ilk yorum yapan sen ol.