2013-02-04 15:00:00
Bilkent Holdingin, 2006 yılında Van’a Bilkent Üniversitesinin bir benzerini kurma fikriyle başlayan yeni üniversite kurma çabaları, CHP’nin geçtiğimiz ay yasa teklifiyle meclise sunduğu; Van’a Doğa Bilimleri Üniversitesi kurulması teklifiyle yeni bir boyut kazanmıştı. Şimdiyse İran-Türkiye ortak üniversitesinin Van’a kurulması amacıyla kısa bir süre önce protokol imzalandı.
Türkiye’nin üst düzey eğitim veren okullarından Bilkent Üniversitesi, ‘‘Eğitimde fırsat eşitliği’’ ilkesiyle yola çıkarak Bilkent’in bir benzerini doğuda kurmak için çalışma başlatmış, hatta bir örneğini 300 öğrencisiyle Erzurum’a kurmuştu. Van’a kurulacak Bilkent için 70 milyon dolar ayrılmıştı. Ayrıca aynı okullardan Malatya, Urfa hatta Erbil’e dahi kurulması gündemde.
Projenin en güzel yanı, öğrencilerin tamamen burslu okuması ve velilerinin de o şehirde oturması şartı. Bu demek oluyor ki Van’a Bilkent kurulduğunda sadece Van’da oturanlar bu okullara kabul edilecek. Bu şart, üniversitenin tam anlamıyla o yöre insanına hizmet etmesini sağlayacak ve böylece kuruluş amacı olan, fırsat eşitliği ilkesiyle ters düşmeyecek.
Ayrıca söz konusu üniversiteye başka yerlerden öğrenci alınmayacak, hocalar da seçilerek alınacak. Bilkent Holding bu proje için 2010 yılında, toplam 210 milyon dolar kaynak ayırmış durumdaydı...
Van için bir diğer yeni üniversite, CHP’nin bazı illerde "Tematik Üniversitelerin" kurulmasına yönelik sunduğu yasa teklifinde, Van a "Doğa Bilimleri Üniversitesi" kurulması teklifiyle gündeme gelmişti.
CHP Aydın Milletvekili Prof. Dr. Metin Lütfi Baydar, Anadolu nun bilgi birikiminin değerlendirilmesi ve ülke gücüne katkı sağlaması amacıyla hazırlamış oldukları yeni üniversite anlayışını yansıtan, "Tematik Üniversitelerin" komisyondan geçmesi için tüm milletvekillerinden destek istemişti.
Fakat nedense Van Milletvekillerinden veya STK’lardan maalesef olumlu reaksiyon veya teklife destek niteliğinde herhangi bir açıklama gelmedi. Oysa tam bir endemik cennet olan, muhteşem bir doğaya ve nadir tabiat varlıklarına sahip bu kent, adeta doğal bir laboratuar görünümündedir ve böyle bir üniversite fikri son derece mantıklıdır.
Son olarak, geçtiğimiz hafta yapılan ve Yüzüncü Yıl Üniversitesi ile Tebriz Üniversitesi nin ortak çalışmasıyla Van a kurulması planlanan, uluslararası üniversitenin ön görüşme toplantısı gündeme damgasını vurmuştu.
Türkiye-İran ortak üniversitesi kurulması için YYÜ de imzalanan hazırlık protokolü heyecan yaratmıştı. Tarihi ve kültürel anlamda birçok ortak bağlara sahip komşu iki ülkenin, bir üniversitede karar kılmaları ve bunun içinde Van’ı seçmeleri çok isabetli olmuştur ve bence kurulma ihtimali en yüksek olan bu üniversitedir.
Gelgelelim, bugün 20 bin civarında öğrenciye, 14 fakülte, 11 yüksek okula sahip ve son yıllarda açılan onlarca üniversitenin kurucu rektörlerini bağrından çıkaran Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi bile rekor bir gecikmeyle Van’a kazandırılmıştır. Van Üniversitesi Atatürk’ün, mecliste 1 Kasım 1937’de, ülkedeki üçüncü modern üniversitenin Van’a kurulmasını istediği konuşmasının üstünden tam 45 yıl geçtikten sonra hayat bulmuştur…
Aslında Van’a ilk üniversite kurma fikri bir asır öncesine dayanır. Said-i Nursi’nin çok uğraş verdiği, Medresetü z-Zehra projesiyle (Zehra Üniversitesi) Van’a üniversiteden söz edip, 1907 de dönemin padişahı 2. Abdulhamid’e sunduğu girişimdir. 1. Dünya Savaşı, milli mücadele gibi önemli olayların araya girmesiyle bir türlü hayata geçirilememiştir. Yüz yılı aşkın bir üniversite projesi olarak bugün hala önemini korumakta ve kurulma çabaları halen devam etmektedir.
Van’a yeni üniversitelerin kurulmak istenmesi elbette ki gurur vericidir. Lakin, hali hazırda kurulu üniversitemizin de mevcut sorunlarının çözülmesi, kapasitesinin güçlendirilmesi ihmal edilmemelidir. 1998-2005 yıllarında lisans ve lisansüstü eğitimimi tamamladığım YYÜ,de şehre uzak kampüslerde eğitim veren tüm üniversitelerde olduğu gibi ulaşım çok sıkıntılıydı. Bugün hala en büyük sorundur ve tam anlamıyla çözülmüş değildir. 1992-94 yıllarında eğitim gördüğüm Malatya İnönü Üniversitesinde ulaşım sorunu o dönem, üniversite hattında çalışan normalin 2 katı yolcu alabilen körüklü otobüslerle çözülmüştü. Kesin çözüm raylı sistemdir ve acilen ele alınmalıdır.
Üniversiteler kuruldukları şehre, büyüklüğü ve performansı ölçüsünde katkıda bulunmaktadır. Şehrin sosyo-ekonomik hayatında önemli değişimler yapmakta, istihdam sağlamakta, ticari hayatına canlılık kazandırmaktadır. Diğer taraftan üniversitelerin halkla kurduğu etkileşim sayesinde, kentte yaşayanların üniversite kurulmasa kabul etmeyeceği birçok yeniliği, kolayca benimsediği de bilinen bir gerçektir.
Üniversite öğrencileri için bazı dezavantajları bulunsa da, binlerce yıllık tarihiyle, eşsiz coğrafyasıyla, modern bir şehrin sahip olduğu tüm imkânları Van’ın artılarıdır. Büyük şehirlerle kıyaslandığında hayat çok ucuz. Deprem sonrası yeniden yapılanan şehirde inşa edilen yeni öğrenci yurtları da barınma sorununu hafifletecektir. Fakat Büyükşehir statüsüne kavuşan Van’da, yeni üniversitelerin kurulmasını hızlandıracak ya da gerçeğe dönüştürecek temel etken, kentin ekonomik ve sosyal hayatta göstereceği başarıları olacaktır. Toplumsal duyarlılık projeleriyle, barış ve huzur ortamının hâkim olacağı Van’ın, eğitimde de öncü bir kent olması hayal değildir…