Yazarlar

MEBİT

AT PAZARI

AT PAZARI

Abone Ol

2015-12-28 15:00:00

Bir Müslüman coğrafyası olan Ortadoğu’nun en yalın ,iç acıtıcı ve durmadan sorun üreten temel gerçekleri katliam,göç,sürgün,mezhepsel çelişkiler,bu çelişkileri besleyen tarihsel arka plan,eli fırın küreği misali ağır ve hayatı dikiz aynasından anlayan gür sesli diktatörlerin bastırmasıyla ete kemiğe bürünen tahakkümcü etnik hiyerarşi,uzlaşı kültürünün nötralize edilmesi ,ülke kaynaklarının Güney Kürdistan ve Suudi Arabistan’daki örneklerde olduğu gibi küçük zümrelerin eli ile küresel güçlere peşkeş çekilmesi,enerji kaynaklarından dilediği verimi almak isteyen Kapitalist Modernite’nin yamyamlaştırdığı emperyalist odaklarının yaklaşık yüz yıldır buradan ellerini çekmemiş olmasıdır…


Söz konusu çelişkiler üzerinden Ortadoğu’nun bugünkü statükosunun kurulmasına giden yolun taşlarını Yirminci Yüzyıldan itibaren döşeyen ve Lozan Antlaşması’nı burada yaşayan kadim halklara dayatıp,sınırlarını işgüzar diplomatlarına masa başında çizdiren ülke ingiteredir.İngiltere dün İkinci Dünya Savaş’ı sırasında oynadığı ‘’Değerli Yalnızlık’’ oyununu bugün de oynamaktadır.Esas oyun kuruculardan birisi olmasına rağmen perde gerisinde durmayı tercih ediyor.Perde önündeki aktörler, ta Kerbela Olayı’ndan günümüze süregelen mezhebi çelişkiler metaforunda hayat bulan İŞİD ve El Nusra gibi Selefi Tekfirci Taşeron yapılardır…Söz konusu yapılar,sınırlar enerji kaynaklarının konumuna göre güncellendikten sonra tasviye olup gideceklerdir.


Cemel Vakası,Sıffın Savaşı,Kerbela olayı,Emevi-Abbasi hanedanlıkları arasında kıyıma varan boğazlaşma,Osmanlı-Safevi çekişmesi ve bu çekişmenin Yavuz Sultan Selim-Şah İsmail döneminde kimi kaynaklara göre Kırkbin,kimi kaynaklara göre seksen bin Kızılbaş Alevi’nin kılıçtan geçirilmesi şeklinde bilince çıkması,Pir Sultan Abdal ve Şeyh Bedrettinler’in asılmaları,Enfal,Halepçe, Roboski gibi doneler sorgulama ve ders çıkarma temelinde ele alınıp değerlendirilmelidir… Modern toplumlar bünyelerindeki bu tip yaşanmışlıklardan ders çıkararak büyüdüler,huzur ve mutluluğa kavuştular…


Çoğu Müslüman toplumlar yaşadıkları coğrafyada huzuru kaybettiklerinde soluğu Avrupa’da alırlar.Halbuki kaçmak yerine Avrupa’yı Avrupa yapan tarihsel gerçekleri analiz edip pratiğini yapabilirlerse kaotik ortamı daha başlangıç noktasındayken önleme yönünde gerekli refleksi gösterme kabiliyetine kavuşarak,sorunların doğuracağı hasarı minimize etme yönünde hayırlı bir adım atmış olurlar…


Avrupa 1572 yılında Fransa’da on binlerce Protestan’ın öldürüldüğü Saint Barthelemy Katliamı’nı gördü.On Milyonlarca sivilin yaşamına mal olan Birinci ve ikinci Dünya Savaşları’nı gördü,Mussolini,Hitler,Franco ve Salazar gibi diktatörler tarafından yönetldi..Fakat günün sonunda toplumunu,yasalarını,insanca yaşımını sakatlayan bu tür olumsuzluklarla yüzleşti ve doğdukları topraklarda komşuları,dindaşları ve ırkdaşları tarafından darbelenen insanların ölümleri pahasına,kucaklarındaki yavrularıyla derme çatma botlara binerek bir an evvel kavuşmaya çalıştıkları günümüz Avrupa’sı oldu…İslamiyeti siyasi söylem düzeyinde yaşamanın dışında hiçbir fonksiyonu olmayan kerameti kendinden menkul odaklara da ‘’İman Bizde’’teranesi ile kitleleri avutmak kaldı.


Ortadoğu’nun kadim sahipleri, tarihsel dayanak noktaları olan çelişkilerini sorgulayan bir yaklaşımla ele almazlarsa,analitik mantık kuralları ölçüsünde coğrafyalarını steril hale getirmezlerse, tekfirci taşeron yapıları üreten bataklık alanlarını kurutmayıp,demokrat,özgür ve hümanist beyinlerini zindanlarda ölüme yatırırlarsa, ülkeleri doymak bilmeyen oburlarca ‘’At Pazarına’’çevrildiğinde, dün ve bugün oldukları gibi yarın da ‘’küresel kefen tüccarlarının’’ seyisleri olmanın ötesine geçemezler…Vesselam!

  • Etiketler :
  • Van Haber